0 0 0000

Arzular şelale

Bu sezon oynadığı lig maçlarında arzu istek ve hırsının bu kadar üst seviyede olduğu bir maçını hatırlamıyorum Fenerbahçe’nin. Bunun sebebi Maldonado’nun takıma katılışı veya rakibin Oftaş oluşu olamazdı elbet. Akla gelen ilk seçenek Galatasaray maçında seyircisi önünde kötü futbol oynayıp beraberliği bile hak etmemiş olmaları olabilir. Belki de Fenerbahçeli futbolcuları asıl kamçılayan sebep budur. Seyirci acısından bu hırslı istekli futbol, hem lig hem kupa maçları için ümit verici oldu. Bu sezon birçok maçta penaltısı verilmeyip sezonun ilk penaltısını penaltı olmayan bir pozisyon sonucu kullanıp gole çevirmesi bile Fenerbahçe’nin iyi oyununu gölgeleyemez. Rakip takım oyuncuları ilk golden sonra biraz bocalayıp basit top kayıpları ile Fenerbahçe hücum oyuncularına çok pozisyon verse de, ligde ki konumlarına baktığımızda çok da kötü bir takım olduklarını söyleyemeyiz. Hatta Oftaş için ligimiz de olumlu şeyler konuşabiliriz. Süper lige yeni çıkan takımlara örnek gösterebiliriz. Yıllardır dikkat ederim süper lige çıkan takımlar çok ciddi transfere girişir, takımı süper lige taşıyan oyunculardan geriye nerdeyse kimse kalmaz. Sonuçta böyle takımların çoğu geldiği gibi alt lige geri döner. Maddi imkânsızlıktan mıdır bilinmez ama Oftaş elindeki kadroyu çoğunlukla koruyarak süper lige devam etti. Uzun yıllardır bir arada oynayan futbolcuların aynı şekilde Süper ligde de başarılı olması aslında bize futbolun bireysellikten çok takım oyunu olduğunu gösteren acık bir olgudur.

Fenerbahçe de Deivit’in oyun kurgusunda sağ kanat oynaması gerekirken daha çok ortalarda oynadığını görmemezlikten gelirsek kötü oynadığını söyleyeceğimiz bir isim yok. Sadece yediği golde ceza sahası içinde adam paylaşımında ki takım hatası dikkate değer. Bunu da biraz skor rahatlığı ile geçiştirebiliriz belki. Kezman’ın Fenerbahçe’ye ilk geldiğinde dikkatimizi çeken pozisyonlarda egoist olmaması idi. Fakat daha sonra ,gol sıkıntısı çekip bunun baskısı altında oynadığı maçlarda, bir an önce golle buluşmak için ayağına her gelen topta uygun arkadaşları olmasına rağmen kaleyi düşünür oldu. Aynı sahne bu maçın başında da görüldü, birkaç pozisyonda olur olmaz yerden kaleyi yokladı fakat kendi emeğinin çok olmamasına rağmen golden sonra arkadaşları ile oyunları tek topları o bildiğimiz Kezman gibiydi. Fenerbahçe’nin Carlos la bulduğu üçüncü golde de Kezman’ın akıl dolu tek pası vardı. Ama yine de Kezman çift santraforlu çok daha verimli olacaktır.

Takıma yeni katılan Maldonado herkesin merakla beklediği bir oyuncuydu. Bu maç için “iyi ki Selçuk değil de o oynadı” diyebileceğimiz bir durum yoktu. İlk maçında izlenimlerimiz var, büyük bir oyuncu değil elbet, öyle olsa bu kadar ucuz ve bu kadar rahat transfer edilemezdi ama oyun içerisinde duracağı yeri cok iyi biliyor. Orta sahada seken her topun hemen hemen hep onu bulması bize bunu cok rahat gösterir. Soğuk kanlı bir oyunu var, çok hızlı kısa tek top oynaması baskı anlarında takımın kolay çıkmasını sağlar. İlk bakışta sürekli garanti top oynuyor gibi gözükse de takıma alıştıkça daha fazla top isteyeceği kesin. Özellikle Aurelio’yu rahatlatmış gibi ,sayesinde daha çok hücumu düşünür oldu.

Şimdi Zico’yu bekleyen bir sorun var. Lugano’nun cezası bitti, sahada 6 yabancı sınırlaması olduğuna göre kulübede kim kalacak. Zico gözü ile bakınca Semih oynayabilecek durumda olursa bu isim Kezman olacaktır. Benim önerim Deivit’i kulübeye çekip Aurelio’yu sağ kanatta oynatması, onun boşluğunu da son haftalarda çok iyi oynamasına rağmen Maldonado’ya formasını kaptıran Selçuk’la doldurması olacaktır.

11 Türk genci

Hafta içinde bir demece aklım çok takıldı. Adnan Polat’ın açıklaması ve bir çok kişinin bunu sahiplenmesini çok samimi bulmadım. Fenerbahçe maçında 11 Türk gencinin mücadelesinden bahsediyordu ve övüyordu. Çok merak ediyorum acaba Galatasaray’ın  yabancı oyuncuları oynayabilecek durumda olsaydı yine bu 11 Türk genci ile oynarmıydı yada bu kadar övündükleri Türk gençlerinden biri olan, ligimizin en az gol yiyen kalecisi Orkun olmasına rağmen, neden ıslarla onun yerine yabancı kaleci aradılar. İşte bu yüzden samimi değiller.

Bu yazı 1,425 defa okundu.