En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

"Yasak"tan başka bir söz



Başörtüsü konusunda özgürlük karşıtlığının türlü çeşitli ifade biçimleri var. Bu "Biz karşıyız kardeşim, jakobenlikse jakobenlik, var mı ötesi?" gibi bıçkın bir laik söylemle başlıyor, en "kıvırmacı" alanlara kadar uzanıyor. Mesela "Gerilim olur, çatışma çıkar" söylemi de bunlardan biri.

Bunu söyleyenler bilir ki, onlar bela çıkarmak istemedikleri takdirde başörtüsü asla bir çatışma sebebi olmaz. Ama "Gerilim çıkar" söyleminin bazı çevreleri etkileyeceği düşünülüyor. "Kaygı, korku" tema'sı da, yasakçı zihniyetin kullandığı önemli bir malzeme... Sokakta, evde yan-yana yaşayıp birbiriyle hiçbir sorunu olmayan başı örtülü ve açık bayanların, okulda birbiri ile kavga edecekleri, ya da başı örtülü olanların okuldan içeri girince birdenbire canavar kesilecekleri gibi bir korku telkininin herhangi bir gerçekliği olabilir mi?

Siz istediğiniz kadar "Olmaz", deyin, psikolojik harp, yararlı buluyorsa, "korku - kaygı" tema'sı büyütülecektir. Mesela, "Her şey bitti, başörtüsü mü kaldı?" söylemi de yasakçı duruşun bir başka göstergesidir. Bir kısmımızı, "AKP ile MHP'nin işbirliği" azdırıyor. "Onlar bir konuda işbirliği yapıyorsa, ben onlarla beraber olmam" yaklaşımı bunları özgürlük karşıtı hale getiriyor. "301 orada dururken..." söylemi de yasakçılığın bir başka tezahürü... Yasakçı genler, bazen bu bahane ile gün yüzüne çıkıyor.

Bir kesim "yargı kararları orada dururken" söylemine sığınıyor. Sanki yargı sadece insanların özgürlüğünü sınırlamak için kullanılırmış gibi... Bir kesim "AB reformları" nın sürüncemede kalması bahanesiyle yasak kaldırmaya soğuk yaklaşıyor.

Bir kesim "AB büyükelçilerinin nabzı"ndan yola çıkıp, yasakçı oluyor. Bir kesim "türban neyi örtüyor?" diyerek özgürlüklere karşı çıkıyor. Bir kesim ise "Dinde türban var mı?" tartışması ile yasakçılığı beslemeye çabalıyor. Bunların tümü bahane. Özgürlük vermemek için. Yasak devam etsin diye...

Bir kısım insanın özgürlüğünün, bir başka kesimin ipoteği altında olması, ve bunun Türkiye'de yaşanması ne kadar garip. Ama yaşanan bu. Özgürlük karşıtlığının en aldatıcı olanı da "keşke uzlaşsaydık" tema'sıdır. "Uzlaşma aranmadı" söylemi de, bunun bir uzantısı. Eskiden bu tarz yaklaşıma "Suret-i haktan görünme" denirdi. Bir tür kıvırma, oyalama...

Şu sıralar DSP'liler bu rolü oynamaya çalışıyor. Oysa soru açık: -Çözüm önerin ne kardeşim? Bir şey söyle. Yasaktan yana mısın, özgürlükten yana mı? "Özgürlükten yanayım ama, sizden farklı şöyle bir formül öneriyorum" de...

"Yasaktan yanayım ama, bunu dile getirmeyi politik olarak iyi bulmuyorum. Bir de "İnançlara saygılı laiklik" diye bir şey söylemişiz. Onunla da buluşmuyor yasakçı duruş. Ama öte yandan laikçi dünyayı da küstürmek istemiyorum. "Uzlaşma" diyerek top çeviriyoruz. Ne yapalım? Ama işte bu tavır da yasakçılığı besliyor. Özgürlük yolunda negatif bir duruş oluyor. Ya CHP'nin tavrı? Baykal, salı günkü grup toplantısında başörtülü öğrencilerin "üniversiteye gidememek" gibi bir sorunları bulunduğunu kabul etti.

Bunu daha önce TÜSİAD da kabul etmişti. TÜSİAD "Başka büyük sorunlar varken şimdi bunu çözmenin zamanı mı?" diyerek topu taca atmıştı, CHP ise, "Özgürlük verilirse yeni sorunlar çıkar" söylemine sığınarak işin içinden çıkmaya çalışıyor. Bu tavrın tercümesi "Yasak sürsün"den başka bir şey değil. "Başörtülü kızlar bir bedel ödüyor, ama, laik Cumhuriyetin selameti için varsın ödesinler" gibi bir mantık işliyor. Yani "yasak"tan başka bir söz çıkmıyor CHP'den...

CHP'liler "Uzlaşma" sözcüğünü bile etmekten kaçınıyorlar. Meclis'te kendilerine "Anamızın değil ninemizin başörtü bağlama biçimi ile olsun bu çocuklara özgürlük verelim" çağrısı yapıldı. Yok. "Yasak!" CHP'nin Türkiye'ye armağan edeceği tek sözcük bu: Yasak! İşte bunun adı totaliter yönetimdir.

 



Bu yazı 898 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,834 µs