En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Ben karamsarım: Bu hakem golü vermez



Özellikle AKP ve MHP'nin oylarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi, türbanlı bir öğrencinin üniversitede rahatça okumasını sağlayacak değişiklikleri yaptıktan sonra ne olacak?
Yani sorun çözülecek mi?
Sanmıyorum.
Tahminim şu: Büyük olasılıkla CHP, Anayasa Mahkemesi'ne bu değişikliklerin Anayasa'ya aykırı olduğuna ilişkin başvuruda bulunacak.
Mahkeme de bu başvuruyu haklı bulacak, " Yasağın kaldırılması laiklik ilkesine aykırıdır " diyecek.
Böylece başa dönülmüş olacak.
Yani yasağın yol açtığı sıkıntıların yanı sıra, ortaya çıkardığı gülünç durum da devam edecek.

Niye mi "gülünç" diyorum?
Biliyorsunuz "türban siyasi simgedir" diyenler var.
" Simge olsa ne yazar " dediğimizde... ( Ara notu: Biz bunu taa 1990'larda söyledik; ayrıca " velev ki " demiyoruz, sokağın dili daha çok hoşumuza gidiyor...)
Nerede kalmıştık... Evet, "simge olsa ne yazar" dediğimizde şu cevabı veriyorlar: " Türban ' şeriat ' talebinin simgesidir. Dolayısıyla yıkıcılığı simgeleyen bir işaret üniversiteye giremez. "
Herhalde her makul insan kabul eder ki her türbanlı kızla, aynı fikirde olan en az bir erkek öğrenci şu anda üniversitede okumakta.
Yani " şeriatçı " erkek öğrenci üniversiteye devam ediyor. Simgesi türban olan "şeriatçı" kız öğrenci ise dışarıda kalıyor.
Gülünçlük bu kadarla bitmiyor:
Kızların, bir bölümü başını açarak, bir kısmı da peruk filan takarak üniversiteye gidiyor. Yani " şeriatçı zihniyeti engelleyeceğiz " diye koydukları " yasak ", pratikte pek işe yaramıyor.
"Yasak" sadece, üniversiteye gitse de, gitmese de, rejime düşman kesilen, yüksek yargıya diş bileyen, laikliği öcü gibi gören insanların yetişmesine yol açıyor.
Bu insanların "rövanş" duygusuyla yanıp tutuşması için gerekli şartlar hazır.

Hatırlarsınız: 22 Temmuz seçimlerinden sonra " rövanşist olmayın " denmişti. Yani: "Rövanş alma duygusuyla hareket etmeyin."
Yok ya!.. Sen elinden gelen zulmü (yasak, yalan, aşağılama, vb.) bana uygula... Sonra elime fırsat geçtiğinde ben sana gününü göstermeyeyim... İyi valla!
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz: Bu kadar baskıya rağmen, insanlar isyan etmedi. Tevekkül ne büyük güç!
Bu arada ironiye bakar mısınız: Cinayetleri işleyenler, " zulüm görenler " değil, " daha fazla zulüm edebilmek " için suikast düzenleyen Kuvvacı çeteler oldu.

Velhasıl karamsarım .
Tahminim şöyle: AKP'nin ve MHP'nin hamlesi bir işe yaramayacak. Top ağlarla buluşacak ama hakem golü vermeyecek.
Peki maç burada biter mi?
Hayır. Şöyle yapacaklar: Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yüksek yargı organlarının kompozisyonunu değiştirecek yasaları Meclis'ten geçirecekler.
Buna mecburlar. Çünkü... Daha önce de yazdım... Yüksek yargı, Frenklerin tabiriyle " juristocracy " olmaya soyunuyor. Yani: " Yargı iktidarı ".
Daha dava dosyası önlerine gelmeden fikir açıklamak, " biz buna izin vermeyiz " demek, başka ne anlama gelir; söyler misiniz?
Kendini yasamanın ve yürütmenin üstünde gören... Siyasi iktidar karşısında " denge rolü " oynamaya heveslenen bu zümrenin dengelenmesi artık şart oldu.
Gerilimi bitirmek için, Anayasa değişikliği ile yeni üyeleri heyetlere katarak, bu takımın zihniyet yapısını değiştirmek gerekiyor.

sabah



Bu yazı 959 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,836 µs