En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Çete değil terör örgütü



Ve Veli Küçük tutuklandı. Ergenekon operasyonu çeteleri tekrar ülkenin gündemine getirdi. Acı gerçek şu ki; Türkiye çetelerin tehdidi altında, tehlike büyük ve ciddi. Ergenekon en az Susurluk kadar derin ve karmaşık. Yumağın ucu yakalandı, yan yollarda kaybolmadan sonuna kadar gidilebilirse yakın tarih yeniden yazılır. İlişkiler ağı kimi siyasi cinayetlerin üstündeki sis perdesini kaldırabilecek nitelikte çünkü.

Soruşturmadan dışarıya sızan bilgi kırıntıları durumun ciddiyetini ve vahametini ortaya koyuyor. Emekli bir Tuğgeneral, emekli bir Kurmay Albay ile emekli bir Binbaşı'nın tutuklanma gerekçesi 'Halkı silahlı isyana teşvik'... 'Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek'...Suçlama ağır. Birileri anayasal düzene karşı silahlı isyan hazırlığı yapıyor? Demokratik sürece karşı. Bu gerekçe medyaya yansıyan iddiaların doğruluğuna işaret ediyor. Susurluk'ta ismi geçenlerin bir kısmı Ergenekon'da da karşımızda...

Belli ki her iki oluşum arasında akrabalık var. Başbakanlık ve Meclis'in hazırladığı Susurluk raporlarına bu gözle bakmakta yarar var. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Susurluk'ta da kilit isimlerdendi. Adı devletin resmi raporlarına girdi. Küçük, Meclis Komisyonu'na çağrıldı, ancak diğer meslektaşları gibi gelmedi. Birçok yönü araştırıldı, soruşturuldu; ancak Susurluk'un bir boyutu hep eksik kaldı.

Ergenekon oluşumunun deşifre edilmesi Susurluk'un karanlıkta kalan bölümlerini aydınlatabilir. Hatırlayacaksınız 'Ay Işığı ve Sarı Kız' kod adlı darbe senaryolarını tartıştık geçen yıl. Kamuoyunun konuştuğuyla kaldı. İddiaların üzerine gidilmedi. Ergenekon'un çözülmesi darbe senaryolarının gerçekliğine de ışık tutabilir. Son operasyonla çeteler tekrar hayatımıza girdi. Sağda solda sohbetler hep çeteler üzerine. Sadece belli kesimlerde değil toplumun bütün katmanlarında sokakta, kahvelerde 'çeteler' konuşuluyor. Bir iki gündür 'Acaba Türkiye'de kaç tane çete var?' sorusuna sık muhatap oluyorum. Ardı arkası kesilmiyor çünkü. Her operasyon aysberg gibi devasa bir çete oluşumunu ülkenin gündemine taşıyor. Çetelerin sayısını bilmek kolay değil.

Onlarca mı yoksa yüzlerce mi? Bir ara devlet görevlisine sormuş ve 'Yüzlerce' cevabını almıştım. Binlerce de çete üyesi. Çeteden murat; kendini devlet yerine koyan, tehlike gördüklerini bertaraf etmek için silaha davranan, suikastlar düzenleyen, ülkenin gidişatına yön vermek için planlar yapan, stratejiler üreten, ortalığı karıştıracak eylem peşinde koşanlar...

Eğer bunların sayısı yüzlerce ise durum vahim demektir. Bir yandan bunların üzerine kararlılıkla giderken, diğer yandan bu toprakların neden bu kadar çok çete doğurduğunu araştırmak lazım. Çetelerle mücadelede bataklığı kurutmak temel politika olmalı. Ankara'nın bozkırından Anadolu'nun kıraç topraklarına kadar her yerden çete fışkırıyor. Her biri vatan kurtarmak için çıkıyor yola. Birçoklarının isimleri, kullandıkları kavramlar Kurtuluş Savaşı'ndan esinlenme. Kuva-yi Milliye gibi. Diğer çetelerde ele geçen fırsatlar iyi kullanılamadı. Susurluk'ta, Sauna'da, Küre'de sonuna kadar gidilemedi. Sonuç kamuoyunu tatminden uzaktı.

'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' sözü Susurluk'un sloganıydı, umarım Ergenekon soruşturmasından sonra gerçeğe dönüşür. Türkiye bu kadar çok çetenin tehdidi altında zor yaşar. Karşımızdaki ise artık bir çete değil, terör örgütü. Bunlar var oldukça demokrasi ve istikrarın üzerinde hep kara bulutlar dolaşacak. Ve Türkiye, geleceği öngörülemeyen bir ülke olarak kalacak.



Bu yazı 964 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,159 µs