Bu vatanın bekası için şehit düşen Türk askerlerinden bahsederken, hiç sıkılmadan “kelle” ifadesini kullanacaksın…
Bu şehitler üzerinden prim yapmaya çalışan terörist başından ise, “sayın” diye bahsetmekte hiçbir mahsur görmeyeceksin…
Avukatının verdiği dilekçede de bu durum, “dil sürçmesi” olarak gösterilmeye çalışılmak suretiyle alabildiğine basite indirgenmeye çalışılacak…
Ondan sonra, “üç kuruşluk” tazminat cezasını manen ağır bulup veryansın edeceksin…
Buna, en hafifinden mızıkçılık demezler mi?
***
Bazı şehit aileleri tarafından açılan ve geçen hafta sonuçlanan dava sonucunu partisinin grup toplantısında değerlendiren Türkiyeli Başbakan, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım, neymiş, birine ‘sayın’ demişim. Ben mahkum edileceksem hakkı verilir” yorumunu yapmış…
Nasıl bir haktan bahsediyor ve nasıl bir ceza bekliyor onu tam olarak anlamış değilim…
Çocukluğumuzdaki masallar, “üç satır mı yoksa üç katır mı” diye biterdi.
Acaba kastettiği, bu minvalde bir şey mi?
Yada, “hakkı verilecek mahkumiyet” sözüyle, Yassıada’daki gibi üçlü sonu mu kastediyor?
Eee ne de olsa, yolun sonunda “demokrasi şehidi” olmak var…
Zaten Sayın Erdoğan, başından beri kendine “rol modeli” olarak Menderes ile Özal’ı almaktaydı.
Diğer bir deyişle, kendine uygun göremediği siyaseten bitiş, sandığa gömülüp kalmak…
Onun gibi reformist ve hatta devrimci bir siyaset adamı da, sıradan politikacılar gibi bir sona razı olacak değil ya…
***
Bu arada, bu tip durumlara yönelik olarak uygulamaya geçirilmek istenen strateji de, bir yandan hedef saptırmak diğer yandan da basına sansür uygulamak için gerekli zemini hazırlamak sanki…
Sayın Başbakan aynı toplantıda, “yayın özgürlüğü, insan onurunun çiğnenmesine bir mazeret teşkil edemez. Medya dünyasında böyle bir anlayış var. Sınırsız bir özgürlük hiç bir yerde olamaz. Hiçbir medya mensubu, kalkıp da benim özgürlük alanıma giremez, saldıramaz, hakaret edemez” diye konuşmasına devam etmiş…
İyi güzel de; gazeteciler, köşe yazarları ya da yorumcular, sadece davanın sonucunu veriyorlar…
Başbakan “üç kuruşluk ceza aldı” diye yazdıklarında; bunun neresi yanlış, neresi özel yaşama müdahale ve neresi hakaret?
Basın, dava sonucunun kamuoyuna duyurulması görevini yerine getiriyor o kadar…
Yoksa, üç kuruşluk işlerle uğraşmaya biz de hiç meraklı değiliz!
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle