Erdoğan “Başörtüsü siyasal simge olarak takılsa bile suç olmaz. Dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Bu sorunu en yakın zamanda çözeceğiz” dedi, ya…
Ce Ha Pes lideri Baykal hemen parlayıverdi ve şu “muhteşem” cümleyi sarf etti:
“Türkiye'deki hiçbir üniversitede başörtüsü sorunu yok! Başörtüsü tarihi, kültürel, geleneksel olarak doğal şekilde hayatımızda yer alıyor. Sorun 'siyasi simge' olan türban sorunudur…”
* * *
Acaba öyle mi?
Mesela, öğrenciler başlarını “annelerimizin, ninelerimizin örttüğü gibi!” (yani Baykal'ın kast ettiği biçimde) örterek üniversite kapısından içeri girebilirler mi?
Giremezler!
Bugüne kadar girebildiler mi? Giremediler…
Peki, başını eşarpla örtenleri üniversite kapısından içeriye alıyorlar mı?
Yine, almıyorlar!
“Bu şekilde giremezsin. Orada kal!” diyorlar, Sayın Bay Kal!
“Siyasal simge” vurgusu yapmak amacıyla başörtüsü ile türbanı birbirinden ayırmaya çabalayan; “kelime oyunu”ndan siyaset üretmeye çalışan Deniz Bey'e “madem öyle, gel böyle” kıvamında ve tabii ki sevabına bir önerim olacak…
Baykal, önümüzdeki yerel seçimlerde “başörtülü” bir ismi –büyükşehirlerden herhangi birisi için- partisinden aday gösterebilir mi, örneğin?
Soruyu, şu şekilde sormak da mümkün…
Baykal, bugüne kadar neden hiç “başı örtülü” bir kadını vekil adayı olarak göstermedi, acaba?
Türkçesi, “Bay Laf!” olabilmek son derece konforlu bir iştir: Zor olan icraattır!
* * *
Ce Ha Pes lideri sıfatıyla Deniz Bey'in üniversitede türban yasağına karşı olduğuna hiç kuşkumuz yok, değil mi?
Elbette, yok…
Sadece CHP tabanı ve örgütü değil; “bütün bir kamuoyu” şu gerçeği de biliyor mu, peki?
Baykal, son birkaç yıla kadar üniversitelerde türban yasağını doğru bulmuyordu!
Birkaç yıl?
Mesela, 3 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde (26 Ekim 2002) Konya mitinginden dönerken yasağa “üniversitelerde karşı” olduğunu çok net bir biçimde ifade ettiğini gayet iyi hatırlıyorum…
Baykal, o tarihte bu görüşünü kamuoyuna açıkça söylemekten çekiniyordu!
En fazla ilerleyebildiği nokta şu olmuştu. İlk kez o seçim kampanyası esnasında “Türbanlılardan da oy istiyorum” diyebilmişti…
Baykal, 23 Nisan 2003'teki “Resepsiyon Krizi”nden itibaren türban tartışmalarında yeniden “Ce Ha Pes liderine uygun!” bir çizgiye yerleşmeye başladı…
Yine türban yasağının gündeme geldiği bir esnada konuyu özel bir sohbette tartışırken, “Üniversitelerdeki yasağı sıkı sıkıya destekleyen bir Deniz Baykal” vardı, karşımızda! (12 Kasım 2003)
Deniz Bey, “Türban üniversitede serbest bırakılırsa 10 yıl sonra Türkiye'de kimse başı açık gezemez hale gelir” iddiasındaydı...
Benzer cümleleri CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında da sarf etmişti, Baykal: O dönemde İstanbul milletvekili olan Memduh Hacıoğlu'nun türban yasağının kaldırılması yönündeki demeçlerine cevap vermişti…
* * *
Ezcümle, işin içine “İyi Saatte Olsunlar” karışmış…
Doktor Jekyll, Bay Hyde'a dönüşmüştü!
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle