En Sıcak Konular

Fatih Berber



Fatih Berber
0 0 0000

Ulusoy'un geri sayımı



Ülkemizde futbolu yönetenlere baktığımızda karşımıza genelde iş dünyasından insanlar çıkıyor. Her ne kadar kulüp yöneticilerimiz “ futbola olan ilgimden takımıma olan sevgimden, hiç bir maddi karşılık beklemeden bu işi yapıyorum” deseler de, bu kimseye pek inandırıcı gelmiyor.

Siz hiç bir entelektüelin kulüp başkanlığına aday olduğunu gördünüz mü, ya da bir CEO’nun kulüp başkanı olabileceğine ihtimal veriyor musunuz? O halde ortada dönen bir rant var. Hal böyle olunca futbolun tepesindeki yöneticilerin de bu rantın dışında olduğunu düşünmek saflık olur. Özellikle son on yıldır futbol federasyonunun bütçesinin naklen yayınlar, sponsorluk gelirleri ile ne kadar büyüdüğünü düşündüğümüzde,  federasyon başkanı Haluk Ulusoy un koltuğu bırakmamak için neden direndiğini anlayabiliyoruz. Ama orda kalmak ve de bunu başarmak sadece istemekle izah edilecek bir durum değildir. Bizim göremediğimiz destekçileri olduğu kesindir.

Ulusoy’un  federasyon başkanlığı yolculuğuna biraz göz attığımızda bu desteğin büyüklüğünü görebiliyoruz. 97 yılında seçilen Abdullah Kığılı yönetiminde yer alan Ulusoy, 2 ay sonra Kığılı’nın naklen yayın sorununu bahane ederek istifa etmesinden sonra göreve atanmıştır. Yakın çevresine  “bir ailem var” dediği söylenen, yani naklen yayından çok ailesini düşündüğü için görevi bırakan Kığılı’nın bir baskı görmüş olma ihtimali akıllara geliyor. Dönemin spordan sorumlu bakanı Yücel Şeçkiner’in yurt dışında olması sebebi ile yerine vekalet eden Mesut Yılmaz’a yakın Bakan Ersin Taranoglu’nun, Kığılı’nın istifasını kabul ederek bir gün içinde Ulusoy’u başkanlığa ataması siyasi bir desteğinde olduğunu gösterir. Etik olarak istifa eden bir başkandan sonra yönetim kurulunun da görevi bırakması beklenirken aksine Ulusoy sanki önceden belirlenmiş bunu bekliyormuş gibi görevi devralmıştır.

Türk futbolu en büyük başarılarını ve de en büyük rezilliklerini O’nun başkanlığında yaşadı. Başarıları kendisine, başarısızlıkları başkasına mal etmeyi iyi biliyordu. Naklen yayın sorunu çözülmüş federasyonun bütçesi de artmıştır. Federasyon seçimlerinde delege olan kulüpler harici üyelere, büyük bütçe ile federasyon içinde yüksek maaşlarla görev verdiği ve onların oyunu garanti altına aldığı eleştirileri çok seslendirildi. Özelikle gecen yıl ki kongrede 7 oy farkla kazandığı rakibi Ayhan Bermek in “seçimden sonra kimlere federasyonda iş verilecek bakın, oy farkını görürsünüz” demesi de bundandır. 2002 yılına gelindiğinde siyasi iktidar değişmiş ve Ulusoy kendini istemeyen bir iktidarla karşı karşıya kalmıştı.

Tek güvencesi siyasi iktidarın federasyona karışmasına pek sıcak bakmayan hatta bu yüzden ülkelere ceza bile verebilen FİFA değildi sadece. Ulusoy’u uzaklaştırmak için kanunda ufak bir değişiklik yapan Hükümet, başkanlık için üniversite mezunu olma şartı getirince birden koltuğu Levent Bıçakçı’ya bırakmak zorunda kaldı.

Ulusoy'un yardımına görünmez destekçileri koşacaktı yine. Hükümetin her kanununu mahkemeye götürme âdeti olan CHP bu sefer adetten midir ve ya birilerinin siparişi midir bilinmez, yasayı iptal ettirmeyi başardı ve Ulusoy’a yeniden başkanlığın yolunu açtı. Karşısında siyasi iktidar vardı, işinin çok kolay olmayacağı belli idi, zorlandı ama yine de az farkla da olsa iktidara rağmen kazandı, federasyon bünyesinde ki görevler işe yaramıştı. Kazandıktan sonra Hükümet yetkililerini ziyaret etmesi de aslında “size rağmen böyle kazanırım işte” demek içindi.

Hatta Bosna Maçında Bakanın yanında hoplayıp zıplaması bile sizi takmıyorum demek olabilir. Hükümet pes etmez, bu sefer FİFA’nın bile takdirle karşılayacağı bir kanun çıkarır. Kanunda Ulusoy’u en çok vuran madde 267 delegenin çoğunun kulüplere veriliyor olmasıdır. Artık 236 delege kulüplerdendir. Süreç içerisinde birçok kulüp Ulusoy’la ters düşmüş ve de birinci lig de bir çok kulüpte hükümete yakın hale gelmiştir.

Bunu gören Ulusoy kanun bir ay içerisinde seçim şartı getirmesine rağmen ısrarla seçimi gündeme almamıştır. Ama daha önce kendini kurtaran mahkemeler bu sefer kayyum atayarak seçim yolunu açtı ve Ulusoy yere yığıldı. Şimdi seçime kadar hakem yerde yatan Ulusoy’a geri saymaya başladı, kalkıp seçime girebilir şansını deneyebilir ya da havlu atar. Geçmişe baktığımızda hiç de havlu atacak gibi değil. Seçim de nakavt olması daha güzel olacaktır. Sanırım Türk futbolunun da önü diğer alanlarda olduğu gibi acıktır bundan sonra.



Bu yazı 1,656 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Nisan 2008 Nefesler tutuldu, hakemin ilk düdüğü bekleniyor
    • 14 Nisan 2008 Hesaplarınıza son dakikayı da ekleyin
    • 9 Nisan 2008 Teşekkürler Fenerbahçe
    • 3 Nisan 2008 Fenerde uzlaştık
    • 31 Mart 2008 Form yoksa Forma neylesin
    • 24 Mart 2008 Fenerbahçe'ye de zirve göründü
    • 17 Mart 2008 Fenerbahçe'nin kapanma tehlikesi var
    • 11 Mart 2008 Fener Sevilla da kaldığı yerden
    • 5 Mart 2008 Diyecek lafı olan yorum yazsın
    • 28 Şubat 2008 Çiftetelli burada
    • 21 Şubat 2008 Dar alanda kısa paslaşmalar bir yere kadar
    • 17 Şubat 2008 Fener’ mi aldı Rize’mi verdi
    • 11 Şubat 2008 Arzular şelale
    • 4 Şubat 2008 Beklenen sonuç değil hak edilen sonuç oldu
    • 30 Ocak 2008 Kanatlanan Fenerbahçe
    • 24 Ocak 2008 Zico ya ve Ulusoy’a hesap verme zamanı
    • 15 Ocak 2008 Fenerbahçe iyi başladı(!)
    • 8 Ocak 2008 Ulusoy'un geri sayımı
    • 31 Aralık 2007 Ücrette profesyonel, futbolda amatör
    • 25 Aralık 2007 Basit bir oyundur futbol

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,764 µs