Murat Yetkin
0 0 0000
Gül ve Baykal puan kazanıyor
Ankara'da aslında bir avuç insanın niyet ve temennileri dışında sağda AK Parti'ye karşı ittifak, solda birlik girişimlerinin herhangi bir yere varacağına inanan kimse yok. Dün Güniz Sokak'ta Rahşan Ecevit'in bütün partilerin AK Parti'ye karşı bir tür seçim ittifakı kurması önerisini dinleyen Süleyman Demirel'e göre, "Siyasette yüz taş atarsın, belki biri tutar. Ama o birinin tutması için doksan dokuzunun atılması lazım". Rahşan hanımla, Süleyman bey, önceki gece Habertürk'te yayımlanan Mesut Yılmaz programından da söz etmişler bir miktar. Yirmi dakika süren görüşmede, DSPyönetiminden Emrehan Halıcı'nın bulunması da ilginç.
DSP bu tabloda deyim yerindeyse iki arada, bir derede. Hafta sonu Antakya'da 10-15 bin kişiyi toplayabilen Genel Başkan Zeki Sezer, bugün Rahşan hanımın ziyaret edeceği CHP Genel Başkanı Deniz Baykal için 'Birleşme Baykal altında mümkün olsaydı, arayışa gerek kalmazdı' diyerek bu girişimin sonuç getireceğine kendisinin de inanmadığını gösterdi bir anlamda.
Sol cenahtan söz açılmışken, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, artık seçime kimle mümkünse onunla girmek doğrultusunda elini açmış bulunuyor. Yerel seçimlerde DTP ile yaptığı ittifakın faturasını hâlâ ödüyor Karayalçın. ÖDP 'Birarada Yaşamı Savunalım' kampanyasıyla geçen hafta sonu Kadıköy'de, Birgün gazetesine göre 7 bin kişi toplayabildi.
İlk seçimde yüzde 2.5 yerine diyelim 3 almanın başarı olup olmayacağını tartışanlar var içlerinde. Geçen hafta sonu DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'nin sözcülüğünde yine solu birleştirmek için başlatılan '10 Aralık hareketi'nin kitleleri ne kadar kucaklayabileceği konusunda bir işaret henüz yok.
Hareket başlatma konusunda sağ kanatta da, Demirel'in deyişiyle çok taş atılıyor. Yılmaz'ın siyasete dönüş sinyali verdiği yetmezmiş gibi, DYP'li muhalifler bir 'Şahlanış Hareketi' başlatmış durumdalar, başkaları da var.
ANAP zaten Yılmaz'la yeniden kaynamaya başladı. Hareket başlatma konusunda Milliyetçi Hareket de payını alıyor. Orada da Yeniçağ gazetesi etrafında örgütlenen muhalefet hareketleri var. Saadet Partisi, AK Parti'ye kaptırdığı Milli Görüşçü tabanın bir kısmını geri alabilmek için 'Değişmedik, düzeni değiştireceğiz' kampanyasıyla vurmaya başladı.
Bunların hepsi bir arayışı gösteriyor.
Şu anda en azından sol cenah için söylenebilir ki, solda birlik girişimleri, seçmen açısından bakıldığında yapılacak ilk seçimde oyların CHP'de birikeceğini gösteriyor. Ortanın solundaki ortalama seçmen, belirsizlikler yerine, oyun boşa gitmemesi için AK Parti'ye karşı en ciddi karşı ağırlık merkezi olan CHP'ye, inanarak, ya da kerhen destek verebilir.
TOBB'un yaptırdığı anketlerin gösterdiği gibi, hükümetin icraatından memnuniyetsizlik var, ama henüz tepkiye dönüşmüyor. Bunda muhalefetin sağdan ve soldan 'türban' konusuna kilitlenmiş olmasının payı var mı? Olabilir.
Her halükârda, sağdaki belirsizlikler de AK Parti hesabına puan yazılıyor şu anda.
Ancak bu puanların ne kadarı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hanesine yazılıyor?
Bir ülkenin parası son bir ayda dörtte bir değer kaybetmişse, Merkez Bankası dahil ekonomi aktörleri günaşırı yaptıkları olağanüstü toplantılar ve olağanüstü kararlara rağmen güveni sağlayamıyorlarsa, buna bir kriz denmez mi? Yaşanan sıkıntının faturası seçmenin bilinçaltında başbakanın günah hanesinde birikir; hep böyle olmuştur.
Sevap hanesiyle öne çıkan AK Partili olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül görünüyor.
Bir ekonomik krizin, 2001 tipi yapısal değil, 1994 tipi yönetsel-ekonomik krizin ortasında bulunmasaydık, muhtemelen şu günlerde daha çok İran krizi ve Türkiye'nin rolünü konuşuyor olacaktık. Gül şu anda Türkiye'de hiç değilse bazı konuların yolunda gitmesine çalışan adam rolünde. İzlenen politikaların hepsi başarılı mı? Zamanla göreceğiz. Ancak tam da ABD gezisi öncesi İran konusunda harcanan çaba kadar, Avrupa Birliği ile sorunların azaltılması için Vakıflar Kanunu'nun, terörle etkin mücadele için de (AB'ye karşın) Terörle Mücadele Yasası'nın Meclis'ten geçmesi için gösterdiği çaba, Gül'ü öne çıkarıyor.
Bu yazı 1,121 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Mart 2012
İki önemli mesele
-
15 Mart 2012
Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
-
23 Aralık 2010
Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
-
11 Aralık 2010
Üniversitelerde ikinci 68 mi?
-
5 Aralık 2010
Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
-
21 Kasım 2010
'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
-
19 Kasım 2010
'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
-
15 Kasım 2010
2010 model Ecevit çıkışı
-
7 Kasım 2010
Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
-
23 Ekim 2010
Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
-
18 Ekim 2010
Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
-
3 Ekim 2010
Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
-
30 Eylül 2010
ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
-
26 Eylül 2010
Bilim dünyasına biraz daha ilgi
-
16 Eylül 2010
CHP'nin hatası ve faturası
-
11 Eylül 2010
Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
-
30 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
-
25 Temmuz 2010
Orduda değişim
-
22 Temmuz 2010
Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
-
20 Temmuz 2010
AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz
Yorumlar
+ Yorum Ekle