En Sıcak Konular

Uğur Dolgun



Uğur Dolgun
0 0 0000

İşte öğretmenlerin gerçek durumu!



Geçen hafta 24 Kasım Öğretmenler Günü’ydü ya…

Yine çoğu köşe yazıları, “öğretmenim canım benim” ve/ya “öğretmenlik en kutsal meslek” basmakalıpları ile başladı ve mutlak olarak da “öğretmenler sürünüyor” ya da “ek maaş olmadan geçinemiyorlar” ezberleri ile devam etti!

Zaten kasım, basında klişeler ayıdır. Her yıl 10 Kasım ve 24 Kasım geldiğinde, neredeyse aynı şeyleri okur durursunuz. İnanmayan varsa, açıp baksın arşivlere…

Tabii burada, öğretmenlerin yaşam şartlarını iyileştirmeye yönelik olarak hiçbir şey yapmayan ve muharrir kısmını dönüp dolaşıp aynı teraneleri yazmaya mecbur eden hükümetlerin hakkını da yememek lazım…

Bu durum, ne merkez sağ olarak tabir edilen ANAP ya da DYP hükümetleri dönemlerinde, ne sol olarak geçinen CHP ve DSP’nin içinde yer aldığı koalisyonlarda, ne de bugünkü Amerikancı-Arapçı AKP iktidarında hiç değişmedi…

Ama hiç düşündünüz mü, acaba tüm bunlara rağmen yine de gözden bir şeyleri kaçırıyor olabilir miyiz…

Örneğin, hem öğretmenlik mesleğinin hem de öğretmenlerin saygınlıklarının, toplumun gözünde uğradığı erozyonu!

Bundan tam 15 yıl önce kaybettiğim rahmetli babam tüm yaşamını bu mesleğe adamış bir Köy Enstitüsü öğretmeni olduğundan, eski dönemleri de iyi bilirim… (Yok canım rahat olun, kalkıp da buram buram “faşizan ve elitist Tek Parti devrimciliği” kokan köy enstitüleri muhabbeti açacak değilim!)

Yani, öğretmen maaşıyla “adam gibi” yaşamanın pekala mümkün olduğu ve emekli ikramiyesiyle de müstakil bir ev yaptırılabildiği dönemleri…

***

Ama o zamanlar öğretmenler de, bugüne göre çok daha fazla ve “hakikaten” öğretmendi!

En azından, branşları ne olursa olsun, mutlaka belli bir genel kültür düzeyine sahiptiler… Okur yazarlık düzeyleri, bugünkü gibi sadece Posta ve Hürriyet gazeteleri ile sınırlı değildi. Örneğin hepsi olmasa da çoğu, dünya klasiklerinin büyük kısmını elden geçirmişti.

(Hem de, başında mutlaka Milli Şef İsmet İnönü ile dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in bir yazısının bulunduğu, çevirilerini olmazsa olmaz şekilde dönemin tanınmış yazar ile şairlerinin yaptığı ve duru Türkçeleriyle okumaya doyum olmayan dünya klasiklerinden bahsediyorum. Ama dikkat ederseniz, sadece dünya klasikleri! Atatürk’ün başlattığı “millici” anlayış onun ölümüyle sona ermiş ve İnönü önderliğinde uygulamaya konan aydınlanmacı(!) hareket, “evrenselcilik” ve “hümanizma” gibi söylemlerle başta eski Yunan olmak üzere Batılı eserler üzerine odaklanmıştı. Tabii, araya “yemlik” üç beş tane de Doğu Klasiği sıkıştırmayı unutmadan… Her neyse, konuyu daha fazla dağıtmayalım!)

Ya da, branşlarında teoriye de pratiğe de hakimdiler…

Ama ne olduysa, son 30 yılda oldu!

Yozlaşmanın en tepe noktaya çıkarak yeni bir dönemi başlatması ve bir miladı temsil etmesi, Bülent Ecevit imzasıyla 1976’da yürürlüğe giren “telafi eğitimi” ile başladı. Genel olarak, seçilmiş solcu gençleri öğretmen yapmayı hedefleyen bu iki veya üç haftalık eğitimlerle, lise -ve hatta hatta ortaokul- diploması olmayanlara bile öğretmenlik kapısı açılmış oldu. O dönemle ilgili, basına da yansımış olan bu tip rezalet ve skandallar hala belleklerdedir sanırım…

Başlayış o başlayış…

Daha beş altı yıl öncesine kadar; veterinerlik, ziraat, mühendislik ve iktisat gibi fakültelerin mezunlarına öğretmenlik imkanı tanınmaktaydı. Yani, dört yıl boyunca hayvanlar veya bitkiler üzerine ihtisas yapacaksın, mezun olup işsizlik gerçeğiyle yüz yüze gelince de açıkta kalmamak için öğretmenliğe atanacaksın…

Tabii yine de şükretmek lazım, 1976 dönemindekilerle karşılaştırdığında bunlar en azından üniversite mezunuydu…

Ama bu bile acı gerçeği değiştirmiyor…

Bir veterineri alın ele: Uzmanlık alanı hayvanlar, yetiştirdiği(!) ise bu ülkenin geleceği olan gencecik insanlar…

Olay budur!

Sonuç olarak, öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenlerin bugün karşı karşıya bulundukları durumun temelinde, eğitimsel alt yapılarındaki çöküş sonrasında uğradıkları prestij kaybı yatmakta!

***

Prestij kaybı ve/veya eğitimsel alt yapıdaki çöküş demişken…

Şimdi de sıra, üniversitelerde ve öğretim üyelerinde!

Ama o da bir sonraki yazıya olsun…



Bu yazı 1,494 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2008 Asabı bozuk bir adamın portresi…
    • 18 Eylül 2008 Basını bekleyen tehlike?
    • 11 Eylül 2008 Yetenek önemli tabii!
    • 8 Eylül 2008 Başbakan tarihi gerçekleri de göz önüne almalı
    • 2 Eylül 2008 Biri hepimizi gözetliyor…
    • 25 Ağustos 2008 Büyükşehirlerdeki aşiretler ve terör!
    • 16 Ağustos 2008 Kontrolsüz güç!
    • 7 Ağustos 2008 Alın size Ergenekon yazısı…
    • 28 Temmuz 2008 32 kısım tekmili birden…
    • 11 Temmuz 2008 Gündemi tatil sonrasında okumak (ya da okuyamamak…)
    • 23 Haziran 2008 Tatil düşleri…
    • 16 Haziran 2008 Önümüzdeki yerel ve genel seçimlerin sonucu zaten belli…
    • 11 Haziran 2008 Giderek DP’leşen AKP’yi kim kurtaracak?
    • 6 Haziran 2008 Ya istiklal ya…
    • 3 Haziran 2008 Peki, ya sonuç?
    • 27 Mayıs 2008 Aileden Sorumlu Devlet Bakanı nerede?
    • 19 Mayıs 2008 19 Mayıs’ta İngiltere Kraliçe’sinin ziyaretini değerlendirmek
    • 15 Mayıs 2008 Magandalardan lahmacun cinayeti…
    • 10 Mayıs 2008 “Dindar” değil “dinci” olunca…
    • 6 Mayıs 2008 Siyasi istikrar…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,382 µs