En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Tam bir kafa karışıklığı



Sıkça başvurduğum misaller vardır. Mesela üniversitelerin Türkiye toplumunun sıcak sorunlarını "anlama ve açıklama" kavrama konusunda, " uzaylı " gibi davrandığını gösterebilmek için şu üç konuya değinirim:
- Arabesk Meselesi: 1960'ların sonunda ortaya çıkan bu müzik tarzı hararetli tartışmalara yol açtı. Bu müzik nedir? Hangi duyguları ve hangi kesimleri temsil eder? Onu çekici kılan nedir, vs?
"Batıcı-çağdaşlaşmacı " akademisyenler, arabeskin " yoz " bir müzik olduğuna ilişkin, 1970'lerden 1990'lara gazetelere sayısız makale gönderdi. Ancak zahmet edip bu müziği bilimsel yöntemlerle araştırmadılar.
" Ödev " ya da " master tezi " düzeyinde çalışmalar olmuş tabii ama onlar da kamuoyuna yansımadı.
Arabesk üzerine ilk ciddi çalışma Meral Özbek'in 1989'da kabul edilen doktora tezidir. " Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski " başlıklı tez 1991'de basıldı (İletişim Yay.)
Yani plağı ve kaseti milyonlarca satan bu müzik türü, doğuşundan ancak 20 yıl sonra üniversitede araştırıldı.
- Kürt Meselesi: Türkiye, PKK saldırılarıyla 1984'te tanıştı. Önceleri ağza dahi alınmayan " Kürt " kelimesi, artık manşetlerde... Devlet kuruluşlarında dahi adlı adınca tartışılıyor.
Yüksek öğretimde ise bu konu adeta bir tabu... Bazı akademisyenler " söylemlerden ", " siyasi-askeri gelişmelerden " hareketle makale ve kitaplar yazıyor elbette. Ama siz hiç... " Bilmem ne üniversitesi hocaları, öğrencileriyle birlikte, Güneydoğu bölgesinde kapsamlı bir Kürt araştırması yürütüyor" şeklinde bir haber duydunuz mu?
Kürt vatandaşların ve Kürtçe konuşanların sayısını, onların siyasi ve kültürel taleplerini, " ayrılıkçıların " oranını filan " yerinde saptayan " var mı?
Sorun "patlayalı" 23 yıl oldu, binlerce insanımız öldü ama elde ciddi bilimsel veri bulunmuyor.
- Türban Meselesi: İşte 20 yıllık bir sorun daha. 1980'lerden beri döne döne türbanı tartışıyoruz.
Ancak üniversiteler kapsamlı bir araştırmayla... Örtünenlerin tüm kadınlar içindeki oranını... Bunların yüzde kaçının çarşaflı, başörtülü, türbanlı olduğunu... Ve yıllar içindeki değişimi ( artıyor mu, azalıyor mu? ) ortaya koymadı.
Niye? Çünkü çoktan itiraf ettikleri gibi, araştırdıkları takdirde türbanı "meşrulaştıracaklarını" düşünüyorlar.

Bu şartlar altında, araştırma işi nispeten kısıtlı bütçelerle çalışan, şirket ya da vakıf gibi özel kuruluşlara kalıyor.
Araştırma bütçesinin "kısıtlı" olması çok önemli bir konu. Çünkü gereken büyük emek ve zaman araştırmaya ayrılamıyor. Sonuçta da verilerde ciddi sapmalar meydana geliyor.
Bunun son örneğini Tarhan Erdem'in yönettiği Konda anketinde gördük.
Binnaz Toprak ile Ali Çarkoğlu'nun araştırmasında, 1999'dan 2006'ya tüm kadın nüfusu içinde örtünenlerin oranının yüzde 72.7'den yüzde 63.5'e düştüğü çıkmıştı.
Konda'nın dün Milliyet'te yayınlanan verilerine göre ise örtünen kadınlar, 2003'ten 2007'ye, 5 puan artmış (yüzde 64.2'den, yüzde 69.4'e...)
Yani bir araştırma " azalıyor " diyor, diğer araştırma " artıyor "!
Hadi rakam ve oranlarda bazı farklar olabilir. Ancak toplumsal eğilimin " yönü " böyle " taban tabana zıt " çıkar mı?
Olmaz böyle şey. Mümkün değil!
Not: Bu konuda başka araştırmalar da var. Onlar örtünmenin "artmadığını" ve "azaldığını" gösteriyor. Konuya tekrar değineceğim. Şimdilik 12 Eylül 2007 tarihli yazımın bitiş cümlesini buraya almakla yetineyim:
"Görüşümün değişmesi için; bağımsız, ciddi, güvenilir kuruluşların yaptığı en az 3 araştırmanın tersini ( yani arttığını ) göstermesi gerek."

sabah



Bu yazı 1,059 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,163 µs