En Sıcak Konular

Sami Kohen


Sami Kohen
0 0 0000

Bu zirveden ne çıkar?



ÖNÜMÜZDEKİ salı günü ABD'nin Annapolis kentinde yapılacak olan Ortadoğu zirvesinin başarı şansı nedir?
"Başarı"dan ne kastedildiğine bağlı. Böyle iki günlük kalabalık bir konferanstan, Araplarla İsrail arasında, Filistin sorunu ve diğer anlaşmazlıklar üzerinde genel bir mutabakat sağlanacağını elbet kimse beklemiyordur.
Eğer bu konferansta uzlaşma yönünde ciddi bir çaba görülür ve uzunca bir süredir ölü olan "müzakere süreci"nin canlandırılmasına karar verilirse, iyi bir sonuç alınmış sayılacaktır.
Zaten şu anda yapılabilecek en iyimser tahmin de bu.
Karamsar senaryo ise, konferansın hiçbir sonuç vermemesi, hatta daha da kötüsü, fiyaskoyla sonuçlanmasıdır.
Herhalde zirveye katılan bu kadar devlet, somut bir sonuç alınamazsa bile, böyle kötü bir senaryonun gerçekleşmesine izin vermeyeceklerdir.
Gerçekten bu zirvenin, başta öngörüldüğünden daha kalabalık olması anlamlıdır. ABD ev sahibi olarak Annapolis'e 49 devlet ve örgütü davet etmiş bulunuyor. Bunların arasında sorunla fazla ilintisi bulunmayan Moritanya'dan Endonezya'ya, Senegal'dan Brezilya'ya kadar birçok ülke var!
Bu bakımdan Annapolis zirvesi dünya medyasına "büyük bir şov" olarak yansıyacak...

Kimler yok ki!
Davetli ülkelerden ve kuruluşlardan hangilerinin ve hangi düzeyde katılacağı henüz belli değil. Önemli olan tabii önde gelen Arap ülkelerinin orada bulunmasıdır.
Mahmud Abbas yönetiminin temsil ettiği Filistin dışında (Gazze'deki Hamas yönetimi çağrılmamıştır) Mısır, Ürdün gibi "ılımlı" Arap ülkeleri daveti kabul ettiler. Suudi Arabistan ve Suriye gibi önemli ülkelerin de (herhalde daha alt düzeyde) temsil edileceği tahmin ediliyor. Bu konuda kesin karar Arap Birliği'nin bugün yapacağı toplantıda alınacak.
Her şeye rağmen, Annapolis konferansının yapılabilmesi ve buna birbirine düşman olan veya birbirini tanımayan bölge ülkelerinin katılması, önemli bir olay.
Geçen temmuzda fikir ilk ortaya atıldığı zaman, Arap ülkelerinin çoğu ters tepki göstermiş, hatta bu yüzden konferansın yapılamayacağı düşünülmüştü.
Şimdi bu ülkelerin çoğu, en azından katılma konusunda fikir değiştirmiş bulunuyor.
Bu bağlamda Suriye'nin durumu ilginç. Şam, bu konferansa ancak Golan Tepeleri'nin iadesi meselesinin de ele alınması şartıyla katılabileceğini bildirmişti. Henüz gündem açıklanmadığı için, bu maddenin yer alıp almayacağı bilinmiyor. Ama (özellikle İran'ın ve Filistin'in Hamas kanadının dışlandığı bir toplantıda) Suriye'nin hazır bulunması anlamlı.

"El-ense" egzersizi
Annapolis toplantısı, aslında Filistin meselesi üzerinde yeni bir müzakere süreci başlatmak veya yeni bir yol haritası çizmek için planlanmıştır. Nitekim hazırlıklar ve ön temaslar da bu yönde yapılmıştır.
Bundan beklenen nihai sonuç, bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır. Eğer bu konuda bir prensip anlaşmasına varılarak yeni bir müzakere süreci başlayacaksa, asıl sorunlar detaylı olarak o zaman masaya yatırılacaktır (sınırlar, güvenlik, mülteciler, yerleşim bölgeleri, Kudüs'ün statüsü gibi)...
Daha önce de müzakere edilen bu konularda uzlaşma sağlanamadığına göre, şimdi değişen nedir?
Açıkçası, temel pozisyonlarda değişen fazla bir şey yok. Liderlerde uzlaşma yönünde yeterli siyasi irade ve cesaret oluşup oluşmadığı ise, Annapolis'teki "el-ense" egzersizinde anlaşılacak.

milliyet



Bu yazı 984 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ocak 2012 Rusya ile ''kazan-kazan''
    • 20 Aralık 2011 Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
    • 23 Eylül 2011 BM’nin Filistin sınavı
    • 18 Ağustos 2010 Tabular yıkılırken...
    • 6 Ekim 2009 Yorgo’nun dönüşü
    • 6 Mayıs 2009 Şimdiki öncelik Kafkasya
    • 7 Nisan 2009 Obama’dan çarpıcı mesajlar
    • 24 Şubat 2009 Araplar neden birleşmez?
    • 20 Ocak 2009 Obama neyi ne kadar değiştirecek?
    • 23 Aralık 2008 Ortadoğu’da domino oyunu
    • 19 Aralık 2008 Stratejik önem yetmez!
    • 4 Kasım 2008 Sürpriz olur mu?
    • 10 Ekim 2008 Kriz neleri ne kadar değiştirir?
    • 3 Ekim 2008 ABD’de “part-time” sosyalizm!
    • 19 Eylül 2008 Livni ile barış olur mu?
    • 16 Ağustos 2008 İran’la ilişkilerde ince ayar
    • 1 Ağustos 2008 Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
    • 10 Temmuz 2008 Neden İstanbul?
    • 22 Şubat 2008 Sarkisyan'dan beklenen...
    • 20 Şubat 2008 Castro gitti ama Castroizm sürüyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,804 µs