Taha Akyol
0 0 0000
Gül'ün İran misyonu
DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül'ün İran gezisinin amacı 'nükleer kriz'in çözümü için Batı ile İran arasında bir müzakere sürecini başlatmak... Avrupalıların İran'a sunduğu "Viyana paketi" üzerine tarafların masaya oturmasını sağlamak.
Gül yola çıkmadan önce kendisiyle kısa bir görüşmem oldu. Baktım, fazla konuşmak istemiyor, hatta gezisini 'parlatmaktan' da sakınıyor:
- Bu işi nümayişkâr bir şekilde götürmek istemiyoruz. İlgili her tarafın kamuoyu hassasiyetlerini kabartmadan, sakin, akılcı bir şekilde götürmeliyiz.
Onun için Gül Amerikalı, Rus, Alman meslektaşlarıyla ve AB'den Solona ile yaptığı görüşmeler hakkında hiç açıklama yapmadı. Şunu biliyoruz ki, hepsi Gül'den böyle bir misyonu üstlenmesini ısrarla istediler.
Çünkü, İran'ı masaya oturma konusunda ikna edebilecek tek ülke Türkiye!
Gül'ün bir dantel örer gibi, bugüne kadar gürültüsüz ve dikkatli bir şekilde yürüttüğü süreç de onun bu kritik işi yapabilecek tek dışişleri bakanı olduğunu gösterdi. Gül Batı'da da İran'da da saygı ve güven duyulan bir isim.
İki tanker batsa!
Konuşmamızda Gül, kendi gezisini 'parlatmak'tan sakınırken, İran'la yaşanan nükleer problemin önemini vurguladı:
- Körfez'de iki tanker batsa petrol fiyatları nerelere fırlar?! Dünya ekonomisi ne olur?!
Evet, bir düşünün!
Dünyanın en yakıcı sorunları hep Türkiye'nin çevresinde! İşte Irak, İran, Suriye, Filistin... Ortadoğu bütünüyle 21. yüzyıla damgasına vuracak; hem petrolüyle, hem siyasi krizleriyle, hem İslam-Batı çatışmasıyla!
Türkiye bu sorunlardan en fazla zarar gören ülkedir! Bu sorunların çözümünde, taraflara güven vermek şartıyla, en etkin olabilecek ülke de Türkiye'dir. Irak'ta Sünnileri ikna eden, Filistin'de iki tarafla güven verici ilişkileri olan, İran'ı masaya oturmaya ikna etme konusunda ilk akla gelen ülke Türkiye...
Batılılar çok iyi biliyor ki, Avrupalıların önerdiği "Viyana paketi"ni İran hemen reddedecekti; bunu önleyip incelemeye almasını sağlayan, Türkiye'dir!
Tony Blair'in Erdoğan'a telefon açıp İran konusunda Türkiye'nin gayretlerinden dolayı teşekkür etmesi sebepsiz değil!
Üç kıtanın ortasında
Türkiye'nin "üç kıtanın ortasında" olması hem imkân hem riskler yaratıyor. Üç kıtanın neresinde bir sorun patlasa bize de çarpıyor!
Körfez Savaşı'ndan bu yana Irak'taki olaylardan en çok hangi ülke zarar görüyor?! Bugün "Körfez'de iki tanker batsa" en çok hangi ülke zarar görür?.. AB yolunda hangi aday ülke hakkında bu kadar gerilimler oldu?..
Türkiye ABD ile dostluk ve ittifakını, AB ile üyelik sürecini özenle yürütmelidir elbette. Ama Türkiye, "yüzünü Batı'ya dönmek"le başka bir coğrafyaya taşınmış olmadı! Ortadoğu Osmanlı için ne kadar önemli idiyse cumhuriyet için de o kadar önemli olduğu, sağlam ilişkiler geliştirilmesi gerektiği açıkça ortada...
Böyle bir tabloda Gül'ün üstlendiği misyonu başarması, herkes için büyük belaları önleyecek, herkes için yeni imkânların kapısını açacaktır. Avrupalılara da Türkiye'siz yapamayacaklarını, Kıbrıs'ta çete artığı Papadopulos'un peşine takılmakla ne büyük hata yaptıklarını da gösterecektir.
Gül'ün önünde İran'dan Washington'a, sonra Irak'a komşu ülkeler toplantısı için tekrar İran'a uzanan uzun bir yol var. Başarması herkesin yararına olacaktır.
Bu yazı 822 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
7 Kasım 2011
KCK ve hukuk
-
30 Temmuz 2011
Afrika kampanyası
-
29 Temmuz 2011
Stalinist milliyetçilik!
-
22 Temmuz 2011
AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
-
20 Temmuz 2011
‘Makas açılıyor’
-
18 Temmuz 2011
Totalitarizmi eleştirmek
-
12 Temmuz 2011
Anayasa da böyle yapılır
-
7 Temmuz 2011
‘Usta’ kabine
-
1 Temmuz 2011
CHP Meclis’e
-
27 Haziran 2011
Anayasa yapmak
-
7 Haziran 2011
AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
-
30 Mayıs 2011
Kürt meselesi nereye?
-
27 Mayıs 2011
Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
-
26 Mayıs 2011
Proje savaşı
-
19 Mayıs 2011
Ergenekon ve PKK
-
12 Mayıs 2011
Demirel ve CHP
-
11 Mayıs 2011
MHP
-
18 Nisan 2011
2023 Vizyonu
-
2 Nisan 2011
‘Bizden yana adalet!’
-
25 Mart 2011
Türkiye’nin rolü?
Yorumlar
+ Yorum Ekle