Arkadaş sormuş: “Böyle ceza olur mu?”... Kaldırımda yürürken ayağı taşa takılsa hükümetten bilecek ya, işte güzel bir kamış fırsatı daha... Maliye Bakanı’nın gözü vatandaşın cebindeymiş! Oysa CHP iktidara gelse hiçkimseden hiçbir vergi alınmayacak, memleket cennete dönecek...
Yarın sandık başına gitmeyecek olanlara on yedi lira ceza varmış, ondan yakınıyorlar. “Böyle ceza olur mu?” diyorlar.
Olur, olur, bal gibi olur. Gidip de “hayır” oyu vermek yerine Deniz Baykal’ın emir ve direktifleri doğrultusunda hiç uğramamayı tercih edenler, pamuk ellerini ceplerine atıp on yedi liracık öderler.
Fakat yetmiş liradan on beş liraya indirilen yurt dışına çıkış vergisini devletine vermekten bile yüksünen cibilliyetsizlerin yaşadığı bu ülkede, bu sandık vergisinin kaçakları da bulunacaktır.
“Benim emekçi halkımın cebinde on yedi lira var mı bakalım edebiyatı”na da verilecek bir yanıt da vardır ama, hadi bu sefer yazmayayım. (Genellikle yazarım çünkü!)
Önce karar verelim: Cezanın beş liradan önce yedi buçuğa, sonra on yediye çıkarılmasına mı kızıyorsunuz, yoksa “bizatihi” varlığına mı?
Zamma kızıyorsanız haksız olursunuz, katsayıyla hesaplanıp bulunmuş. Herhalde yirmi beş yıl önceki düzeyinde kalmayacaktı, sizin geliriniz de yirmi beş yıl önceki tutarda olmadığına göre...
Yüksek Seçim Kurulu’nun kanunu uygulamasına kızıyorsanız da suçlu durumuna bile düşersiniz...
“Böyle ceza olur mu?” cümlesini “hiç olmamalıdır” anlamında kullanıyorsanız, oy vermeyene para cezası uygulaması, anlı şanlı Kenan Paşa’nızın marifetidir.
Ama paşa laik bir vatandaş olduğu için ona ses çıkarmazsınız, değil mi?
Böyle ceza elbette olmamalıdır, “1982 Anayasası’na hayır propagandasının yasak olmaması” gerekmiş olduğu gibi! Ama yasaktı.
Şimdi utanmadan savunduğunuz o anayasaya hayır diyen kendini içeride bulacaktı!
Şimdi böyle bir kısıtlama yok, 2008 Anayasası taslağını hazırlayanlara istediğiniz gibi hakaret edebiliyorsunuz, uçkurlarına bile el atabiliyorsunuz...
O zaman ya bir zahmet bu sandığa da gider, hayır oyunuzu bastırırsınız, cumhurbaşkanını halkın seçmesini istemiyorsanız... Çünkü cahil halka bırakırsanız ya davulcuyu seçer ya zurnacıyı!...
(Pardon, Kenan Evren’i kim seçmişti, anayasayla birlikte?)
Ya hayır oyunuzu atarsınız sandığa, seçimlerin dört yılda bir değil de beş yılda bir yapılmasında ısrarlıysanız, Kenan Paşa’nın uygun görmüş olduğu gibi...
Meclisin kolayca toplanmasını istemiyorsanız... “367 şaklabanlığını” alkışlamakta kararlıysanız gene, ki beğenmediğiniz hükümetler iş yapamasınlar...
Ya da hiç zahmet etmez, yarın hava güzel olursa çoluk çocuğu alır gezintiye çıkarsınız, öngörüldüğü gibi yağmur yağarsa da evde pijama, terlik, televizyon, yoğurtlu ve de pul biberli çimdik mantı, üstüne demli çay ve şekerleme...
Ve de on yedi liracığınıza kıyarsınız, ne yapalım?
Fakat mantıyı yedikten sonra sarmısaklı sarmısaklı geğirin ve de osurun ama göbeğinizi sakın kaşımayın, aman, sonra sizi “karşı taraftan” sanırlar!
Böyle ceza olur mu, ha?
Böyle basın olur mu? Olmamalıdır ama oluyor. Eh, o zaman öteki de olur.
Akşam
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle