En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Sis perdesi



İngilizcede 'smoke-screen' deniliyor, Türkçemizdeki tam karşılığı 'sis perdesi'... Ortalığı karıştırıyor, sisten göz gözü görmez hale gelince de istediğiniz sonucu alacak şekilde devreye giriyorsunuz. İstediğinizi elde etmeniz o karanlıkta çok kolay oluyor; ortalığı karartan da sizsiniz zaten.

Türkiye bugün bir sis perdesi altında. Anayasa değişikliği niyetinin ciddiliği hazırlayıcı heyetin seçiminden belli olunca, düne kadar “Anayasa değişsin” diye yeri göğü inletenler birdenbire duruşlarını değiştirdiler. CHP ve TÜSİAD birer anayasa metni taslağı hazırlamıştı geçmişte, TÜSİAD'ın metnine imza koyanlar arasında YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç de bulunuyordu; şimdi CHP de TÜSİAD da Prof. Teziç'in başında bulunduğu YÖK de yan çiziyor, “Anayasa değişmesin” diyorlar.

“Anayasa değişmesin” demek, 12 Eylül'ün biçtiği gömleğin Türkiye üzerinde kalmaya devam etmesi anlamına geliyor. Yapılan değişikliklere, bazı yasaların Avrupa Birliği'ne uyum açısından elden geçirilmesine rağmen, ülkeyi 'çağdaşlık' yürüyüşünden geri tutan 1982 Anayasası'nın pek çok maddesi yanında ruhudur da. Askerlerin arzusuna göre kaleme alınmıştı o anayasa, Danışma Meclisi'nin iki yıla yakın çalışması sonrasında ortaya çıkan metni dönemin beş generalden oluşan askeri yönetimi kesti, biçti ve kendi kafasına göre yeniden yazdı. İşbaşında hep kendileri kalacakmış varsayımıyla...

Türkiye eline geçen yeni anayasa yazma fırsatını elinden kaçırırsa, darbecilerin deli gömleğini üzerinden hiç atamayacak.

Eldeki metinde türbana özgürlük konusu yok; İmam hatip okulları mezunlarının üniversiteye girmesini kolaylaştıracak bir madde de bulunmuyor. Tam tersine, 'mahalle baskısı' ile ifade edilen türden özgürlüklere müdahaleyi imkânsız kılacak bireysel haklar takviyesini öngörüyor taslak. Oysa son bir hafta içerisinde, Türkiye, anayasa değişikliği konusunu, tamamen bu konular üzerinden tartışıyor.

Sis perdesinin gerisinde...

Taslağı kaleme alanlar veya onlara bu görevi veren Ak Parti, yeni anayasayı “Ben yaptım oldu” mantığıyla mı ülke gündemine soktu?

Bir defa hazırlanan metnin bir 'taslak' olduğu daha ilk günden açıklandı. Taslak, uzunca sürebilecek bir tartışma süreciyle tasarıya ve teklife dönüşecek. Tartışmayı başlatacak bir metin bu elimizdeki taslak. Metni hazırlayanlar, ısrarla, konuya ilgi duyan herkesin, sivil toplumun ve örgütlerinin ortaya sağlam ve çağdaş bir metin çıkması için katkıda bulunmasını beklediklerini söylüyorlar.

Bereket, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) davetiyle önceki gün biraraya gelen bazı sivil toplum kuruluşları mesajı doğru anladılar da, süreç devam edecek. Etraftan gelen teklifler üzerine TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın da sürece sahip çıkacağı anlaşılıyor. Doğru olan da bu zaten; yeni anayasanın sahibi TBMM olmak zorunda. Belli ki, anayasa değişikliğini imkânsızlaştırmak için çaba gösteren kötü niyetlilere karşı, ülkeyi yeni bir anayasaya kavuşturmaya kararlı bir de iyi niyetliler koalisyonu var.

Sis perdesine rağmen sürecin devam ediyor olması bunu gösteriyor.

Ancak burada biraz durup mukadder soruyu sormamız şart: Bu sis perdesinin sebebi ne? Ortada türban veya İmam hatip okullarıyla ilgili durumu değiştirecek herhangi bir girişim bulunmadığı halde, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne daha rahat girebilecek bir ülke haline getirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği çalışmasına, “Anayasa değişince mahalle baskısı sonucu Malezyalaşacağız” diye özetlenebilecek bir iddiayla karşı çıkanların bir amacı olmalı; ama ne?

Bu toplum o amacı da geçersiz kılacak, hiç merak etmeyin. Amaç ne olursa olsun...

yenişafak



Bu yazı 1,108 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,045 µs