En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Eğlenceli bir pazar yazısı mı?



Renk bile yasaklanmıştı! Evet öyle. 1982'de askeri yönetim, kendi anayasasını kabul ettirmek için mavi rengi bile yasaklayabilmişti.
Biliyor musunuz?
Anımsadınız mı?
12 Eylül'le ilgili bu olaydan eğlenceli bir pazar yazısı çıkabilir mi?
Bilemiyorum.
Demokrasinin kolunu kanadını kırmış, insan haklarının canına okumuş bir askeri yönetimin nesi eğlenceli olabilir ki diyebilirsiniz.
Haklısınız.
Ama yine de yazmak istiyorum.
Çünkü unutuluyor.
Bellekleri bazen tazelemek lazım. Ayrıca, genç nesillerin 12 Eylül'ü pek öyle bildiklerini sanmıyorum.
Tabii şu da var:
Bugün yaşanmakta olan sivil anayasa kavgası, aslında kökleri 12 Eylül'e giden bir demokrasi kavgasıdır. Zira, aradan çeyrek yüzyıl geçti, ama 12 Eylül anayasasından henüz tam olarak kurtulabilmiş değiliz.
Üstelik, 1982'deki referandumda yüzde 92 oyla kabul edildiği gerekçesiyle bugün bile daha hâlâ 12 Eylül Anayasası'nın 'sivilliği'nden söz edebilenler mevcut aramızda...
Bütün yaşananlardan sonra bile, bu yüzde 92 oy nedeniyle bir darbe anayasasının daha hâlâ 'askerlerin göğsündeki demokrasi madalyası' olabileceğini söyleyecek kadar kendilerini acıklı duruma düşürenler var aramızda...
Şimdi hikâyemize gelelim.
1982 yılı temmuz ayı.
Cumhuriyet gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni'yim. Askeri yönetimin anayasa taslağı açıklanıyor. Tartışmak bir süre için serbest...
Manşet çekiyoruz:
"Özgürlüklerin özü kalkıyor; böyle bir anayasayla otoriter rejim kurulabilir."
Askeri yönetim, anayasaya hayır demeyi yasaklıyor, sadece evet demek serbest... Hayırın telkin edilmesi dahi yasak kapsamına alınıyor.
Başta darbe lideri Evren Paşa olmak üzere askeri cunta meydan meydan dolaşıp kendi anayasalarını savunurken bize susmak düşüyor.
Çünkü gazete kapatılabilir.
Hapis yolu açılabilir.
Bu arada dikkatimi çekiyor. Bizim karikatürcüler, başta Behiç Ak'la İsmail Gülgeç mavi renkle düşüp kalkıyorlar.
Sevgililer, birbirlerinin mavi gözüne bakarak ilanı aşk ediyor. Atatürk'ün gözleri ne güzel mavi mavi diyen bantlar. Akdeniz mavisine, Ege'nin mavi sularına, gökyüzünün masmaviliğine olan düşkünlük anlatılıyor. Yalçın Pekşen, köşesinde 'Mavi Gözlü Suçlu Hanım'ı yazıyor.
Nadir Nadi bir gün sordu:
"Nedir bu mavi aşkı?.."
Ben de yazı işlerinde sordum:
"Nedir bu mavi muhabbeti?.."
Bakışlar bana döndü, tuhaf tuhaf bakıyorlar. Sorum herkesi şaşırtmıştı. Sonra gülmeye başladılar.
Biri dedi ki:
"Hayır demek yasaklandı ya... Mavi de hayır pusulasının rengi..."
Tarih, 21 Ekim 1982.
Telefon, sıkıyönetimden arıyorlar. Selimiye santralındaki astsubay her seferinde olduğu gibi adımı sordu, "Komutanımı irtibatlıyorum" dedi. Karşımda, Birinci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Ekrem Dinç.
O boğuk ses tonuyla:
"Cemal Bey" diye başlıyor, üslubu çok sert, "Anayasa konusunda artık en küçük bir ima, telkin, telmih yoluyla dahi olsa en ufak bir şey istemiyoruz. Yoksa derhal kapatacağız. Bir de mavi konusu var. Hep mavi mavi diye çiziyorlar. Bundan sonra mavi de olmayacak anlaşıldı mı?"
Evren Paşa İzmit'te konuşuyor:
"Atatürk'ün gözünün, denizin, gökyüzünün rengi maviymiş... Sağduyu sahibi vatandaşlar buna pabuç bırakmaz."
Balıkesir Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı, Yalçın Doğan'ın yanında gözdağı veriyor:
"Mavi rengi çok sevmeye başladılar. Türkiye'de komünistler ve Türkiye'yi maceraya itmek isteyenler akılları sıra mavi rengi kullanıyorlar. Mavi rengi kullanmak neymiş, onlara gösteririz. Bir de bugünlerde Yeni Asır mavi çıkmaya başladı, olacak iş mi?"
Evren Paşa da USA Today isimli Amerikan gazetesini taklit ederek logosunu değiştiren Yeni Asır'ın yeni mavi rengine takar o günlerde. Gazetenin sahibi Dinç Bilgin'le Genel Yayın Yönetmeni Güngör Mengi'yi bir toplantıda mavi renkten dolayı haşlar.
İşte böyle.
Tarihimizde bir sayfa.
Bu hikâyenin daha da eğlenceli yanları var. İsteyen, Hasan Cemal'in Demokrasi Korkusu isimli kitabının mavi korkusu başlığını taşıyan giriş bölümünü okuyabilir.
İyi pazarlar!

milliyet



Bu yazı 971 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,829 µs