En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Anayasa yazıyoruz, gürültü elbette kopacak



Dünyada en zor işlerden biridir anayasa yapımı; bu sebeple de bir vatan toprağına sahip milletler devletlerini kurdukları anda kaleme alınmış anayasalarına kolay kolay dokundurtmazlar. İstisnalar elbette vardır: İngiltere bugünlere anayasasız gelmeyi başarmıştır; buna karşılık her dönemeçte anayasasını değiştiren ülkeler de az değildir.

Şimdilerde yeni bir anayasa metni üzerinde tartışmaların sürdüğü Türkiye ikinci gruba giriyor. 1876 tarihli Kanun-u Esasi'den günümüze 1921, 1924, 1961 ve 1982 tarihlerini taşıyan beş ayrı anayasa metni hazırlandı. Kabul edildiği gün eskimeye başlayan anayasalarımız üzerinde yapılan değişikliklerin çetelesini sergilemek bile hayli zor. Bir grup hukukçu tarafından hazırlanmış yeni taslak benimsenirse, kısa süre sonra yeni bir anayasamız daha olacak.

Anayasa yenileniyor diye koparılan gürültüyü anlamak gerçekten zor. Türkiye başka bazı ülkeler gibi 'kuruluş mutabakatını yansıtan' bir metin gözüyle bakmıyor anayasasına; onu yeniden yazılabilir ve değiştirebilir olarak görüyor. İhtiyaç duyuluyorsa yeni bir anayasa da elbette yazılabilir. “İhtiyaç var mı?” sorusuna “Yok” cevabını veren aklı başında tek kişi bile çıkmadığına göre, yeni bir metin üzerinde bir an önce mutabakat sağlanmasında yarar bulunuyor.

Esas sorun bu noktada başlıyor: “Yeni anayasa metni kimler tarafından yazılacak ve nasıl bir onay mekanizmasından sonra kabul edilmiş sayılacak?”

Son iki anayasa askerî yönetimlerin oluşturduğu Kurucu Meclis (1961) ve Danışma Meclisi (1982) üyeleri tarafından kaleme alınmış, generallerin üzerlerinde oynamasından sonra halkoylamasına sunulmuştu. Şimdi “Bu Meclis anayasa yapamaz” veya “Bu amaçla çalışacak ayrı bir Kurucu Meclis oluşturulsun” diyenlerin belleğinde askerî yönetimlerin kullandığı yöntemler var.

Oysa, Kurucu Meclis için uygun bulunan TBMM için neden uygun olmasın? TBMM Anayasa Komisyonu değişik kaynaklardan gelen metinler üzerinde bir Kurucu Meclis titizliğiyle çalışır ve ortaya çıkan ortak metin TBMM tarafından benimsendiğinde halkoylamasına sunulabilir. Bütün bu süreç içerisinde, kamuoyu ve konuya ilgi duyan çevreler, teklif ve itirazlarını dile getirerek metnin oluşumuna katkıda bulunabilirler.

Prof. Ergun Özbudun başkanlığında beş kişilik bir bilim heyetinin gerçekleştirdiği ön çalışmaya karşı çıkanların, 1982 Anayasası'nın ilk taslağının, 12 Eylül darbesinden de önce, askerler tarafından, Coşkun Kırca ve Aydın Yalçın'a sipariş edilmiş bir çalışma olduğunu hatırlamalılar.

Anayasaya kutsal bir metin gibi bakılmayan, gerektiğinde düzeltilebileceği gerektiğinde değiştirilebileceği kabul edilen bir ülkede yeni bir anayasa çalışmasının yürütülmesi ilk elde kolay gibi görünebilir. Oysa metnin bütünü için varolmayan kutsallığın bazı maddeler için söz konusu olduğunu biliyoruz. Eldeki anayasanın ilk üç maddesi üzerinde o anayasayı yazanların koyduğu 'değiştirilmesi teklif bile edilemez' ibaresi (m. 4) var sözgelimi... Ya da 'İnkılap kanunlarının korunması' ile ilgili 174. madde. 'Başlangıç' bölümünde yer alan Atatürk ismi ile Atatürkçülüğe yapılan atıflar da öyle. Eldeki anayasanın lâiklikle ilgili 14. ve 24. maddelerini yeniden kaleme almaya tepki verilen bir düşünce ikliminin varlığını da unutmamalıyız.

Bütün bu sorunlara rağmen yeni anayasa yazımından vazgeçemeyiz, vazgeçmemeliyiz.

Ön hazırlığı yapan heyet, kaygılara fazlaca kulak verdiği için olacak, madde fazlalığı ve ayrıntı yoğunluğu şikâyetini ortadan kaldırmayı göze alamamış görünüyor. Oysa yeni anayasa ayrıntılardan ayıklanmalıdır; yasalarla yapılabilecek düzenlemelere anayasada yer verilmemelidir. Bir temel haklar ve görevler mutabakat metni olmalıdır yeni anayasa; vatandaşın devletle ilişkilerinin çerçevesini belirlemekle yetinmelidir.

Gürültü olacak elbette, ancak yeni anayasa ihtiyacı bu denli ortadayken kuru gürültüye fazla aldırmamak gerekiyor.

Yenişafak



Bu yazı 934 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,914 µs