En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Ata’m, Mustafa partiyi ele geçirmek istiyor...



Bin yıl düşünsek aklımıza gelmezdi. Bunu da gördük. ‘CHP Deniz Baykal’ın babasının partisidir’ anlayışına sahip müntesipler ahir ömrümüzde bunu da yaşattılar bize.

Olayı biliyorsunuz...

Partililer (içlerinde mebzul miktar ADD üyesi de bulunuyor), geçenlerde, Anıtkabir’e gidip, partinin Deniz Baykal’la kaim olması için Ata’ya ricada bulundular. Deniz Baykal da, oldukça larç ve senli-benli bir üslupla şeref defterine, ‘Ata’m, senin eserini aldık, bir güzel yüceltiyoruz’ mealinde şeyler yazdı.

Bu ‘Ata’ya hitap’ konusunu Kürşat Bumin yazmıştı.

Çok da güzel yazmıştı.

İnsan, Ata’ya yazarken böylesine teklifsiz ve larç mı olmalı?

Hem yüce huzuruna varıp dilekte bulunacaksın, hem mahalle arkadaşına seslenir gibi ‘sen’ diyeceksin?

Olacak şey mi?

Hem, ‘delege’lere ait olması gereken bir işi Ata’ya ihale etmek de ne oluyor? Hadi ‘şeriat tehlikesi’ne karşı Anıtkabir’e koşuyorsunuz, kendi meşrebinizce doğrusunu yapıyorsunuz, anladık da, ‘Mustafa Sarıgül tehlikesi’ne karşı Anıtkabir’e koşmak da ne oluyor?

Hani, yaptığınız kurultaylarla ve ‘parti içi demokrasi’ye sahip tek parti olmakla övünüyordunuz?

Taban Sarıgül’ü istiyorsa buna Ata ne yapsın... Değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ‘ikinci genel başkan’ ne yapsın...

CHP’nin ve dolayısıyla Baykal’ın sorunu, Sarıgül gibi birinin kadraja girmeye çalışması değil. Referans aldıkları ‘kapı’dan uzak olmaları, yani daha az Atatürkçü görülmeleri de değil!

Daha önce bin kere yazmıştım:

Parlamentarizm, demokrasilerde bir şey ifade ediyorsa, CHP’nin o ifade edilen ‘şey’le tarih boyunca hiçbir ilişkisi olmamış.

Bugün, çok partili parlamenter sistemi ‘karşı devrim’ diye niteleyenler, ne hazindir ki, CHP’yle şu ya da bu şekilde irtibatı olan kişiler arasından çıkıyor.

Bunlar referans aldıkları kapıyı da tanımıyorlar.

Mustafa Kemal Atatürk tam bir parlamenteristti.

Üstelik, liberaldi.

İnönü unsurunu zamanında bertaraf edebilseydi, hem çok partili sisteme geçecekti (nitekim, ‘Serbest Cumhuriyet Fırkası’yla bunu denemiştir), hem de serbest piyasa ekonomisinin temellerini atacaktı. ( Celal Bayar’ı önce İktisat Bakanlığı’na, ardından Başbakanlığa getirerek bunu da denemiştir. Ömrü vefa etmemiştir, ayrı.)

Düşünebiliyor musunuz, kendisini ‘sol siyaset’le tanımlayan ve özgürlüklerle ilişkili olması gereken bir parti, hem ‘parti içi demokrasi’ye karşı Ata’ya sığınıyor, hem de birden fazla görüşe demokratik sistem içinde yarışma imkanı tanıyan çok partili sistemi anomali olarak görüyor...

İnsan düşünmek bile istemiyor...

Bir solcu parti düşünün ki, devletin söyledikleri dışında yeni ve orijinal hiçbir şey üretmiyor, cunta anayasasını savunuyor, YÖK gibi demokrasilerde olmaması gereken bir kurumu sahipleniyor, ‘kimliklerin tanınması’ siyasetine karşı modası geçmiş ‘ulusalcı’ tepkiler veriyor, ‘gerçek ve evrensel devrimciliğin irticaya karşı savaşmak olduğunu’ söylüyor...

Başarısızlığın nedenini de ‘Kemalizm eksikliği’ne bağlıyor!

Evet, insan düşünmek bile istemiyor...
 
star gazetesi



Bu yazı 1,028 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,347 µs