En Sıcak Konular

Yavuz Donat


Yavuz Donat
0 0 0000

Türkiye'ye yakışan...




Salı günü TBMM'de "toplantı yeter sayısı 276."
TBMM Başkanı Köksal Toptan kürsüye çıkacak.
"Aşağıya" bakacak.
Salonda "276' nın bulunduğunu" görürse...
"Çoğunluğumuz var, oturumu açıyorum" diyebilir.
Ama "bunu" yapmayacak.

Ya ne yapacak?
Salon tıklım tıklım dolu olsa bile Köksal Toptan "isim okutarak yoklama yaptıracak."
Meclis'te kaç kişi olduğunu "tutanağa geçirtecek."
Neden mi?

Köksal Toptan:
- Hiçbir tartışmaya gerek kalmasın.

Sonra "seçime" geçilecek.
Gül seçilince...
Köksal bey "sonucu ilan edecek..."
Sonra da "sayın Cumhurbaşkanı'nın yemin etmesi için oturuma bir saat ara veriyorum" diyecek.

Bu bir saatlik arada, TBMM'deki görevliler "devletin resmi protokolünde ismi olanları" arayacaklar:
- Efendim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak size daha önce davetiye gönderilmişti... Bugün şu saatte sayın Cumhurbaşkanı yemin edecek... Sayın TBMM başkanı size bildirmemizi emrettiler.

Bu arada Köksal Toptan "ya bizzat Abdullah Gül'e gidecek..."
Ya da bir "başkan vekili."
"Cumhurbaşkanı seçildiği" Gül'e resmen bildirilecek. Ve "buyrun yemin törenine" denilecek.


Dün Köksal beyle "bunları" konuşurken...
Söz "törenden" açılınca...
Sorduk:
- Son günlerde birkaç törene katıldınız... Askerlerin devir teslim törenlerine... Nasıldı?
- "Çok güzeldi" dedi:
- Çok güzel mesajlar verildi... Uygar ve demokratik Türkiye' ye yakışan törenler ve söylemler oldu.


 

Kayseri... Abdullah Gül... Ve kader

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki dedi ki:
- Kayseri işgal altında.
- Hayırdır, ne işgali?
- Yerli ve yabancı basının işgali.

Medya Kayseri'de "arayış içinde." Abdullah Gül'ü "kim" yakından tanıyor?
"Kim" onun çocukluk arkadaşı?
"Kimin", Gül ile ilgili anıları var?
Akrabaları, dostları "kimler?"
Medya "onları" arıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki "sima olarak Gül'e benzer."
Ona da soran çok olmuş:
- Akraba mısınız?
Akraba değiller ama...
Yakın dostlar.

Yabancı gazeteciler Özhaseki'ye "Gül ile ilgili anılarını" sormuşlar.
Anılardan biri ilginç.
Refah Partisi 1991 seçimlerinde "açılım" sergilemek istemişti.
Ve "eski klasik tabanın dışında da aday arayışına" girmişti.
Kayseri için "düşünülen" aday ise Özhaseki oldu.
Ancak Özhaseki'nin yanıtı:
- Siyaseti düşünmüyorum.
Refah Partisi "arayışını" sürdürdü. Ve sonunda "Abdullah Gül bulundu."

"Kader" denilen şey bu işte.
Eğer 1991'de Özhaseki "evet" deseydi, bugün Abdullah Gül siyasette olmayabilirdi.

Dün Özhaseki dedi ki:
- 1991'de iyi ki adaylığı kabul etmemişim... Ve iyi ki Abdullah bey aday olmuş.

Ve bir ayrıntı...
Gül, Refah'tan milletvekili olup, "parlayınca..." "Yerel seçim yaklaşırken" Özhaseki'yi çağırdı:
- Belediye Başkan adayımızsın.
- Ama abi... İşim gücüm var... Siyaseti düşünmüyorum.
- İtiraz yok.
- Peki abi.

Evet şimdi Kayseri'de "yerli, yabancı gazeteci" de çok.
Kayserililerde "Gül ile ilgili anı" da.


 

Meclis'te "yeni düzen"
TBMM'den yapılan canlı yayınlarda dikkatinizi çekmiştir.
Pek çok milletvekili, Meclis çalışmaları sürerken "cep telefonuyla" konuşur.
Köksal Toptan "teknik elemanları" çağırdı:
- Bu işe bir önlem bulun.
- Baş üstüne efendim... Bir "alet" koyarız... Genel kurul salonunda cep telefonu çalışmaz.
- "Alet" konuldu, şimdi milletvekillerinin cep telefonları "genel kurul salonunda çalışmıyor."

TBMM Başkanlık kürsüsünde "okuma işini" Divan Katibi yapar.
Bazen yoklama olur "milletvekillerinin seçim bölgeleri ve isimleri" okunur.
Bazen bir "başkanlık sunuşu."
Bazen "kanun tasarısı veya teklifi."
Divan Katibi'nin "dil bilgisi" zayıf olabilir.
"Nokta, virgül, vurgu" birbirine karışabilir.
Nitekim "öyle de oluyor."

Köksal Toptan "ilgilileri" çağırdı:
- Bu işi bir profesyonel yapsa olmaz mı?.. Örneğin bir spiker... Veya bir Türkçe öğretmeni.
- Başkanım, içtüzük değişikliği gerekir.
- Konuyu araştırın ve sonucunu bana getirin.

Toptan'dan "bir başka çalışma."
- Meclis' in girişi, çıkışı, kulisleri daha düzgün hale getirilebilir mi?.. Batı parlamentolarında bu işler nasıl yürüyor?
Toptan, Meclis'e "yeni bir düzen" getirmek istiyor. Ama bunun için parlamenterlerin ve medyanın da "desteği" şart.

Köksal beyin "bu girişimi" desteklenmeli.
Meclis'te "halkla ilişkiler" binası var.
Bu binada "her milletvekilinin odası" var.
Milletvekilleri "görüşmelerini" orada yapabilir.
Ama çoğu kez görüyoruz ki...
Meclis'in "kulisleri" seçmen, delege, iş takipçisi, ziyaretçi dolu.

Sayın Toptan...
Acaba şu "silah işini" de disiplin altına almak mümkün mü?
Silah taşımaya meraklı milletvekili, silahını "TBMM' nin nizamiyesindeki görevliye" bıraksa da, Meclis'e öyle girse.


 

 Yorumsuz
Mesut Yılmaz 1993'te, ANAP Genel Başkanı olarak, "Süleyman Demirel' in Cumhurbaşkanı seçilmemesi için" elinden gelen her şeyi yaptı.
Ama TBMM'de Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanınca...
Başkan "Demirel'in seçildiğini" açıklayınca...
Mesut Yılmaz yerinden fırladı...
Önce "Demirel'i kutladı."
Ardından da bir basın toplantısı yaptı:
- Sayın Demirel artık bizim siyasi rakibimiz değildir... Cumhurbaşkanımızdır... Bir Cumhurbaşkanı'na gösterilmesi gereken saygı eksiksiz gösterilecektir.

**

"Kıssadan hisse" demeye, yorum yapmaya gerek var mı?


 

 DTP "bekliyor"
Geçen hafta Güven Hastanesi'ne gitmiştik.
Eşi Aysun hanımı kaybeden Ahmet Küçükel'e "başsağlığı" dilemeye.
DTP'liler de oradaydı.
Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Akın Birdal, Fatma Kurtulan, Selahattin Demirtaş.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e sorduk:
- Siyaset nasıl gidiyor?.. Meclis nasıl?.. Neler yapıyorsunuz.
"Tek kelimelik" yanıt verdi:
- Bekliyoruz.

DTP'liler "neyi" bekliyorlar?
Dün Sırrı Sakık'la konuştuk.
Dedi ki:
- Sayın Abdullah Gül' ün herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz.
- Farklılıkları kabullendiğini belirten söylemini bekliyoruz.
- Ezberleri bozacak bir Cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz.

Sonra da Sırrı Sakık bize sordu:
- Hava Kuvvetleri' ndeki devir teslim törenini izlediniz mi?.. Sayın komutanın sözlerine dikkat ettiniz mi?
- Neden sordunuz?
- Toplumu kucaklayan, farklılıkları kabullenen, herkesi yüreklendiren tespitlerle dolu, olgun ve kucaklayıcı bir konuşmaydı.

Ve son soru:
- Yarın Meclis'te DTP'liler ne yapacaklar?
Sırrı Sakık:
- Toplanıp konuşacağız.

Sabah



Bu yazı 1,036 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 2 Ağustos 2012 CHP'nin yol haritası
    • 17 Kasım 2010 İlk sohbet Vecdi Gönül ile
    • 4 Ekim 2008 Trabzon'da iki abi
    • 9 Haziran 2008 AK Parti ''savunmayı'' nasıl hazırlıyor?
    • 5 Nisan 2008 Toptan-Erdoğan görüşmesinin perde arkası
    • 29 Eylül 2007 Yüzde 47 "güç" mü, yoksa "yük" mü?
    • 27 Ağustos 2007 Türkiye'ye yakışan...
    • 20 Nisan 2007 Tayyip bey... 1- Çıkarsa ne olur? 2- Çıkmazsa ne?
    • 4 Ekim 2006 Bizden söylemesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,248 µs