En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Halkın Çankaya'sı



Abdullah Gül'ün vasıfları (mizacı, kariyeri, vs.) hakkındaki fikirlerimi daha önce yazdığım için tekrarlamayacağım. Köşk için gayet uygun bir kişi olduğunu düşünüyorum.

Ancak bir noktanın üzerinde durmak gerek: Abdullah Gül sadece AKP'nin cumhurbaşkanı mı olacak, yani " partizan " bir çizgi mi takip edecek, yoksa tüm toplumu kucaklayacak mı?
Tahminlerim söyle:

1) Makamların kendine has özellikleri vardır. Mesela seçim döneminde rakiplerinize veryansın edersiniz ama iktidar koltuğuna oturduğunuzda herkesin başbakanı olduğunuzu anlar, ona göre davranırsınız. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yapan Abdullah Gül, Çankaya'ya çıktığında da o koltuğun gereğini yerine getirecektir.

2) Gül " partizanca " kararlar verir mi? Valla halen Köşk'te oturan Cumhurbaşkanı Sezer'e bakıyor da, ondan ala bunu yapan oldu mu? Oraya çıktığında " demokrat bir hukukçu " olacağını sandık. Bir süre sonra CHP'den daha CHP'li davrandığını gördük. Yani bir kişinin Meclis dışından gelmesi, onun Köşk'te tarafsız olacağının garantisi değil.

3) Değil partizanca davranmak, tam tersine Gül'ün zaman zaman " eski yol arkadaşı " Tayyip Erdoğan ile uyuşmazlıklar yaşayacağını dahi düşünüyorum. Tabiri caizse Gül, " AKP'nin noteri " olmayacaktır. Ama şunu da kayda geçirelim: Gül, benim " bürokratik elit " dediğim kesime de pabuç bırakmayacak, onların oyuncağı haline gelmeyecektir.

4) " Atatürk 'ün koltuğuna yakışmaz " diyenler de var. Şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı yapanlara bakıyorum da... Mesela 1960 darbesiyle oraya oturtulmuş olan Cemal Gürsel çok mu uygundu? " Uzlaşmayla " seçilen Süleyman Demirel, 28 Şubat buçuk darbesini bizzat yönetmedi mi? (Daha sürüyle örnek var, diğerleri için " Çankaya Savaşları " adlı yazı dizimize bakabilirsiniz.)
Tabii kendimizi aldatmayalım: Çok yaygara kopartacaklar, çok! Ama ne yapalım; hiçbir dönüşüm sancısız olmaz.

Lincoln'ü korumak

Dünya futbolunu yöneten FIFA ve UEFA gibi kuruluşların hakemlere verdiği en önemli talimatlardan biri şudur: " Yıldız futbolcuları koruyun!"

Talimatın anlamı şudur:
"Seyirciyi maça çeken yıldız futbolculardır... Dolayısıyla rakip takımın yapacağı faullerden onları özellikle korumak gerekir..."

Pazar gecesi GalatasarayÇaykur Rizespor karşılaşmasını izledim. TV'nin başına otururken tahminim şöyleydi: "Yeni transfer Lincoln'ün G.Saray'a yapacağı katkı; Roberto Carlos'un Fenerbahçe'ye yapacağı katkıdan daha fazla olacaktır." Tahmin ettiğim gibi de oldu.

Şık çalımları, güzel pasları ve mükemmel gol vuruşuyla Lincoln, zaten oynamak ve kazanmak isteyen G.Saray'a ciddi katkıda bulundu. (Üstelik henüz tam formuna girmediği de belli oluyordu.) Ancak hakem Kuddusi Müftüoğlu yukarıda anlattığım " yıldız futbolcuyu koru " talimatını unutmuş gibiydi.

Rizesporlu futbolcular her fırsatta Lincoln'ü yere indirdiler. Çelmeler neyse de, tekmelerin bir kısmı, özellikle bileğe vurulanlar gerçekten kötüydü. Ancak bu yapılanlar karşısında Müftüoğlu'nun kılı kıpırdamadı.

Sen futbol kulübü olarak, küfeyle para verip önemli bir yabancı futbolcuyu Türkiye'ye getireceksin... Ama hakemin kayıtsız kalması yüzünden hem değerli oyuncun yerlerde sürünecek, hem de izleyici onun üstün becerilerini seyretmekten mahrum kalacak.

Olmaz böyle şey!

Bugün Lincoln'e, yarın Carlos'a, öbür gün Ricardinho'ya... Hakemin tek görevi " gördüğünü " çalmak değil, aynı zamanda oyunun güzelleşmesini de sağlamak, onu çirkinleştirenleri engellemektir.

sabah



Bu yazı 982 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    13,439 µs