En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Bu bir komedi filmidir



Önce hemen belirtelim: Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanını halk seçsin demedi.

Halkın seçmesi ya da seçmemesi hakkında halkın karar vermesine izin verdi...

Yani 21 Ekim’de halk “hayır ben istemem” derse gene meclis seçer.

De, ağustos ayında toplanacak yeni meclis bu arada seçiverir mi? Seçiverirse, referandumdan da “halk seçsin” çıkarsa, bir sonraki başkan için geçerli olacak bu. Bu bir sakatlık değil midir? 2007’den 2014’e kadar yedi yıllık bir başkan, ondan sonra 2019’a kadar beş yıllık bir başkan. Bravo, memleket kurtuldu. Çünkü o günlerde Türkiye’nin ne durumda olacağını herkes biliyor maşallah.

Peki ağustos ayında meclis bu adamı kaç oyla seçecek? İlk tur için 184 kişi yeterli olacak, halk peki derse... Ama, daha önce derse... Ekimde derse, ağustosta 367 gene şart... Fakat hem kendisi seçmeye karar verir, hem de 184 sayısını yeterli görürse bu sefer de nisan ayında olup bitenlerin anlamı kalmayacak...

Fakat bu 184 yeterliliğinin ağustosta da geçerli olacağını söyleyen var... Söyleyen de, 367 için kıyameti kopartmış olan birisi... Partisine şimdi ufukta daha fazla oy ve koltuk görününce, 367 için arslanlar gibi direnen adam şimdi birdenbire 184’e eyvallah demeye başlamış...

Öte yandan, yeni mecliste, koltuk dengelerine göre, referandumdan vazgeçilmesi ihtimali bile varmış...

Daha da öte yandan, yeni meclisin 3 Ağustos’ta toplanıp 13 Eylül’de fesholması ihtimali de yok değil!

Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz be? Siyasetçilere söylüyorum, yüce bürokrasiye karşı boynumuz kıldan incedir, ona laf yok.

Bu 367 meselesi için kıyametler koparılmadı mı? Memleket bir darbenin eşiğine bile gelmedi mi?

Allah Allah, “Tülay Hanım gitti de mi böyle oldu” acaba?

İlk duruşmada “367 gereklidir” diyen üyeler şimdi de “halka sorulabilir” diyorlar.

Hangi “bozkır dengesi” değişti iki buçuk ay içinde?

Haaa, demek ki, “cumhurbaşkanını cahil halka seçtirmek son derece yanlıştır” diye öten politikacılar anayasanın dışına düşmüşler, çünkü yüksek mahkeme onları reddediyor...

Fakat referandumun daha önceye çekilmesi ihtimali de varmış. AKP’nin istediği sayıya ulaşamazsa bu cumhurbaşkanı seçimini kilitleyip sonbaharda yeni bir seçime daha gitme ve “halkın önüne iki sandık koyma” ihtimali de varmış.

“Sistemi kilitlediniz” demiştim, sözümü geri alıyorum, elbirliğiyle sistemi “çorbaya çevirdiniz.”

Eee, diyelim referandumda “halk” çıktı, halk da gitti ilk fırsatta “Tayyip’i” seçti, darbe mi olacak yani?

Yoksa bürokrasi bu kez halkı feshedip yeni bir halk mı seçecek kendine?

Cumhurbaşkanının görev süresi dolunca yerine meclis başkanı bakar, Sayın Sezer iki aydır orada oturuyor, yani Bülent Arınç’ı geçici de olsa orada oturtmamak için göz göre göre anayasa çiğneniyor...

Oysa nisan ayının sonlarında “çaktırmadan” çiğnenmişti!

Bu kadar belirsizlik, bu kadar karışıklık, bu kadar sağından solundan çekiştirme, mide bozar arkadaşlar.

Yazının burasında durdum, neler yazmışım diye baktım, kendi yazdığımdan ben de bir şey anlamadım!

Gazetelerin “şimdi ne olacak” gibilerden sayfalarını da hiç okumaya kalkmayın, büsbütün kafanız karışır.

En iyisi, cup cup denize atlayın!

Çünkü heyecan yok, coşku yok, hava sıcak, seçimi kim kazanırsa kazansın memlekette hiçbir şeyin değişeceği yok, kafalar iyice karıştı, herkes birbirine “oyumu kime vereyim” diye soruyor, bu işin iyice tadı kaçtı ve bir süredir Ankara’da sergilenen soytarılıkların artık gülünecek yanı bile kalmadı.

Dincilerle bürokratlar arasındaki iktidar kavgasına verilecek en sağlıklı tepki, denize girmek. Ben öyle yapıyorum.
 
Akşam



Bu yazı 1,060 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,954 µs