En Sıcak Konular

Mustafa Karaalioğlu


Mustafa Karaalioğlu
0 0 0000

MHP siyasetini bekleyen yüzleşme



Yakın tarihin sayfalarını geriye doğru 5, 10, 20, 25 yıl atlayarak karıştıranlar bugünü anlamakta zorlanacaklardır. Onları, değişim değil değişime direnen saflaşmalar, değişimi ıskalayan kamplaşmalar şaşırtacaktır.

Yıllar içinde pek çok şey hızla değişti; liderler, partiler ve onların takipçileri şimdi bambaşka pozisyonlarda bulunuyorlar. Siyasette doğal bir değişim hep oldu, olmaya devam edecek. Sorun, doğallığı ortadan kaldıran girişimlerin revaç bulmasıdır.

Sözgelimi, şimdilerde bütün alışkanlıkları darmadağın eden ve miladı Çankaya savaşları olan yeni bir saflaşma yaşanıyor.

Dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinden başlayan AK Parti karşıtlığı da bir politik bilinci veya bir iktidar döneminin sonunda görülebilecek türden bir değişimi değil, saflaşmayı anlatıyor. İttifakın muhalif kanadını oluşturan unsurlardan CHP hariç hiçbirinin bir sonraki adımda ne olacağı, başına ne geleceği önemli değildir.

Örnekler henüz çok taze...

Operasyonun ilk bölümünde, ekranlara ve gazete manşetlerine neredeyse ambargo koyan Anavatan liderinin tamamen, DP liderinin ise büyük ölçüde tasfiye olması en dramatik iki örnektir.

Yine o süreçte fedakarane görev alan birçok isim de ya milletvekili aday listelerine konulmayarak ya da bekledikleri iltifata mazhar olamayarak bir kenara itilmişlerdir.

Şimdi geride ittifakın iki güçlü unsuru olan CHP ve MHP kalmıştır. Bu birliktelik de; sözgelimi farklı kutupların birbirlerini artık anlayabiliyor olmaları şeklinde yorumlanabilecek bir değişim alameti asla değildir. Tıpkı, DSP-MHP koalisyonunun olmadığı gibi...

En başta gazete köşelerinden, televizyon ekranlarından MHP’ye sınırsız destek yağdıranların kimliği dikkat çekiyor. ‘Oylar MHP’ye’ diyenler, yıllardır siyaset ve mesleklerini büyük ölçüde bu partiye karşıtlık üzerinden yürütmüşlerdi. Karşıtlık kelimesi yetersiz kalıyor, apaçık düşmanlık sergilemişlerdi.

Onyıllardır, tıpkı bugün AK Parti ve Erdoğan’a yaptıkları gibi MHP’ye ve Türkeş’e karşı acımasız bir mücadele yürütenlerin, sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi davranmaları da bir değişim değildir. Verdikleri sınırsız destek, MHP’nin temsil etteği milliyetçiliği anlamış olmalarına yorumlanamaz. Bir anlama çabası da zaten gözlenmiyor.

Ortada, MHP’yi kendi politik amacıyla paralelleştiren CHP eksenli bir güç vardır. MHP’yi Meclis’e giremediği bir dönemin ardından ‘bıraktığı yerden siyasete zorlayan’, solla birlikte yürüme şartı getiren bir güçtür bu...

O organizasyonun yıkıcı gücü, Cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyebilmek için Anavatan ve DP’yi birkaç hafta içinde tüketmekle kalmamış, iki parti ile merkez sağ seçmen arasında onulmaz bir düşmanlık da bırakmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde sessiz kalarak gücünü en azından kaybetmeyen Bahçeli’nin partisi şimdi o düşmanlık hattının taze kuvveti olarak sahneye çıkmıştır.

MHP belki kendi oyununu oynuyor, belki CHP ile özdeşlikten rahatsız ve belki olup bitenler umurunda bile değildir. Ancak görüntü de budur, algı da bu.

MHP’nin sadece iktidarla değil ana muhalefetle ve özellikle kendisini bu organizasyona gönüllü yazdıran o güçle arasındaki mesafeyi de tanzim etmesinde büyük yarar vardır. Zira, zaman çabuk akmaktadır.
 

star
 



Bu yazı 1,186 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 29 Nisan 2011 Erdoğan ne yapmış oldu?
    • 26 Ocak 2011 CHP değişmese ne olur?
    • 27 Eylül 2010 ''Seçkinler'' demokrasiye entegre olacak mı?
    • 3 Haziran 2010 İsrail’in başındaki bela
    • 14 Aralık 2009 DTP KAPALI, PKK AÇIK Bu karar kimi cezalandırdı?
    • 24 Kasım 2009 Aynı analiz, aynı nakarat
    • 6 Ağustos 2009 Ayıp
    • 28 Temmuz 2009 367’nin mucidine bir küçük soru
    • 2 Aralık 2008 Ergenekon davası nasıl başarısız olur?
    • 30 Kasım 2008 Erdoğan’ın en önemli seçim vaadi
    • 19 Ekim 2008 151 oy neyi anlatıyor
    • 17 Eylül 2008 Satır aralarından Başbuğ
    • 8 Mayıs 2008 O yemekte ne konuşulmadı
    • 13 Nisan 2008 ‘AB şimdi’nin iki faydası
    • 10 Mart 2008 CHP’den başka küçülen Atatürk kurumu var mı?
    • 14 Ocak 2008 Alevi ezberleri
    • 1 Ocak 2008 ‘2007’nin en önemli olayları’ listem
    • 24 Kasım 2007 Kritik operasyon soruları
    • 5 Temmuz 2007 MHP siyasetini bekleyen yüzleşme
    • 28 Haziran 2007 ‘Gül olamaz’ daha iyi bir gerekçeydi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,925 µs