Önce uzunca bir alıntı. Hürriyet’in, kalbi insan sevgisiyle gürp gürp atan genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ten.
Buyurun, okuyalım:
Dün yazı işleri toplantısı sürerken önümüze bir fotoğraf düşüyor.
Laciverde boyanmış motorlarının üzerinde Avrupa Birliği bayrağı bulunan küçük bir özel jet fotoğrafı bu.
Fotoğrafın altındaki yazıyı okuyunca, geçen salı akşamına dönüyorum.
O akşam bir yerde misafirim.
Aramızda gazeteciler de var.
Bazılarımıza telefonlar geliyor.
Kalp krizi geçiren eski DEP Milletvekili Orhan Doğan, Van’dan Ankara’ya nakledilmek isteniyormuş.
Orhan Doğan’ın arkadaşları bunun için İstanbul’da birçok özel uçak şirketine başvurmuş ama uçak bulamamışlar.
Ancak olay, benim bulunduğum masaya şöyle yansıyor:
‘Hiçbir pilot, Orhan Doğan’ı almak için uçmak istemiyormuş.’
Bunu duyunca isyan ediyorum.
‘Olmaz böyle şey’ diyorum.
Ne Türkiye’ye, ne Türklere ne de herhangi bir insana yakışan davranış diye düşünüyorum.
Bu öfkeyle, bu işin peşine düşüyorum.
Hakikaten böyle insanlık dışı bir ‘gizli direniş’ varsa, yüksek sesle karşı çıkacağım.
Özkök’ün, her harfine imza atacağım yazısı bu şekilde uzayıp gidiyor.
Neyse ki, haberin yalan olduğu anlaşılıyor da, değerli Özkök derin bir nefes alıyor.
Hemen söyleyeyim:
Ufak tefek manipülasyon gayretleri sezilse de iyi bir gazeteci yazısıydı ve zaten Özkök bu işi çok iyi biliyor.
Daha önce, ‘müddei’ sıfatından yola çıkarak, yazması gerekli yazıları (‘sepet meselesi’ni örneğin) hatırlatmıştım ama, refikimiz oralı olmamayı tercih etti.
Bu kez yazar inşaallah.
Hiç değilse bu kez kamuoyuna bir özür borcu olduğunu hatırlar.
Konu şu:
Medine Bircan adlı 71 yaşındaki hasta, böbrek rahatsızlığı nedeniyle hastaneye müracaat ediyor. Diyaliz makinasına bağlanması gerekmektedir. Ama hastane yetkilileri, sağlık karnesindeki fotoğrafın ‘başörtülü’ olduğunu gerekçe göstererek, hastanın tedavi talebine cevap vermiyor. Ve tedavisi yapılmayan Medine Bircan bir süre sonra ölüyor.
Olay, medyanın küçük kesimine intikal etti.
Tartışma haftalarca sürdü.
Tedavi, gerçekten de ‘başörtülü fotoğraf’ engeline takılmıştı ve yanlış hatırlamıyorsam, sorumlular hakkında inceleme de başlatılmıştı.
Sonuç ne oldu, bilmiyorum.
İhmali görülenler muhtemelen yırtmışlardır.
Hep böyle oluyor zaten, mağdur ‘öteki’ olunca, ‘ihmali görülenler’ bir şekilde kurtuluyor.
Neyse...
Medine Bircan’ın başına bunlar gelirken, Orhan Doğan için isyan edeceğini söyleyen Özkök’ün gazetesi ne yaptı dersiniz?
Ne yapacak, ortadaki haberi çürütmeye kalkıştı.
Öyle ki, işi, satır aralarında başörtüsü takan hastayı suçlamaya bile vardırdılar.
Doğrusu, değerli meslektaşım Özkök’ten, tıpkı Doğan olayında olduğu gibi, bu öfkeyle bu işin peşine düşmesini, hakikaten ortada böyle insanlık dışı bir ‘gizli direniş’ varsa, yüksek sesle buna karşı çıkmasını bekliyordum.
Yazmadı.
Oralı bile olmadı.
Hadi, geç de olsa, bunu ‘vesile’ kabul etsin ve Medine Bircan olayı için de bir özür dilesin.
Şemdinli iddianamesinden dolayı hatasını kabul edip özür dilemiş, hayli de takdir toplamıştı...
İşte altın fırsat.
Star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle