'İstismar' gerçekten ağır bir sözcük; ancak işte görüyorsunuz, bazı kalem ve dillerde istismarın da sınırı yok…
Seçime doğru yol alırken gazetelere bakma fırsatınız oluyor mu? Oluyorsa, bazılarının kendi kendine gündem oluşturma maharetini de fark ediyorsunuzdur. O maharet sayesinde gündeme yeniden giren eski bir konuyu size ben duyurayım: Başörtüsü… Evet, bazılarının siyasal bir anlam katmak amacıyla 'türban' demekte ısrar ettikleri 'başörtüsü', bu seçimde de gündemi belirleyeceğe benziyor…
Aklınıza konunun Ak Parti sözcüleri tarafından gündeme sokulduğu gelmiş olabilir; oysa konunun takipçileri hiç tahmin edemeyeceğiniz kişiler…
Gazetenin biri, daha ilk sayfasından, 'sınavda skandal' üslubuyla açık lise sınavlarına başörtüsüyle giren gençlerin fotoğrafını kınayıcı ifadelerle koymuş, bu alıştığımız bir üslup; ancak aynı gazetenin bir yazarı, Ak Parti'nin seçim beyannamesinde konuya hiç değinilmemesini de kınamaktan geri kalmıyor. Birinci sayfasından başörtülü kızları teşhir eden gazete, iç sayfada yer verdiği yazıyla başörtüsünü dert etmediği için Ak Parti'ye verip veriştiriyor. Bir başka gazetenin yazarı da, aynı üslupla, Ak Parti'nin, türban yasağını, seçimde konuyu istismar etmek için sürdürdüğü iddiasını dillendiriyor. 4,5 yıldır iktidardaymış Ak Parti, meram etseymiş, bu süre içerisinde yasağı kaldırabilirmiş…
Bu iddianın sahibi öyle müseccel biri ki, bunca zaman içerisinde yasağın yumuşatılması için hangi girişimde bulunulmuşsa ona karşı yazdığı yazıları arşivden çıkarmak için çaba göstermeye değmez. Yazı hayatı boyunca yasağın devamından yana yüzlerce yazıya imza atmış biri o, bir kez bile özgürlükçü bir tavır takındığı bilinmiyor; ama işine öyle geldiği için başörtülü genç kızlara hitap eden şu satırları bugünlerde yazabiliyor:
“Şimdi size soruyorum: / Peki türban konusunda ne yaptılar? Hiçbir şey! Yapamazlar mıydı? Yaparlardı, çünkü Meclis'teki büyük sayısal çoğunluk ellerindeydi. Hükümet ellerindeydi. / O halde niçin yapmadılar? Bu soruna niçin çözüm bulmadılar? / Yanıtı gayet basit!.. / Çünkü türban, bunların elinde bir sömürü aracıydı. Hatta en büyük sömürü konusuydu. Buna çözüm bulsalardı, o silah ellerinden gitmiş olurdu. O yüzden sizi kullandılar ve siyaset oyununu sizin üzerinizden oynadılar... Ve oynamayı aynen sürdürüyorlar!..”
Bu mantık siyasi arenada yalnızlık çekmeyeceğe benziyor. DP Genel Başkanı Mehmet Ağar da, çıktığı seçim meydanlarında, neredeyse aynı sözlerle eleştiriyor iktidar partisini. Dediği şu: “2002 seçimlerinde bas bas bağırıyordunuz, başörtüsü diye, şimdi seçim beyannamenize yazamıyorsunuz…” Mehmet Ağar, partisi iktidara gelirse, genç kızların başörtüsü sorununu da İmam Hatip mezunlarının katsayı sorununu da çözecekmiş…
Biraz önce yazısından alıntı sunduğum yazarın, “Bunlar seçim meydanlarında konuyu istismar eder, sonra çözmekten kaçınırlar” mantığını DP liderine uygulayacak değilim. Mehmet Ağar'ın yıllardan beri Meclis'te bulunduğunu bir an için unutsam ve sorunun çözümü yolunda kendisinden yardım talep edildiğinde küçük parmağını kaldırmaktan kaçındığını bilmesem, bu haykırışına kulak bile verebilirdim. Hem bu sorunların iyice içinden çıkılmaz hale geldiği 28 Şubat sürecinin ilk işaret fişeklerinden biri değil miydi Mehmet Ağar? Cumhurbaşkanı seçiminde Meclis'e gelseydi Mehmet Ağar ve arkadaşları, özgürlükler önündeki mazeretleri bütünüyle ortadan kaldıracak bir iklime kapı aralamış olmazlar mıydı?
Ak Parti başörtüsü konusunu 22 Temmuz seçimi için çıkardığı beyannamesine almamış gerçekten; 3 Kasım 2002 seçimi öncesinde çıkardığı beyannamede de bu iki konu bulunmuyordu. Ak Partililer, iktidarda bulundukları 4,5 yıl içinde bu sorunları çözemedikleri için mahcup olmalılar. Ağzı bozuk yazar ile ölçüsüz liderin homurtuları mahcubiyetlerini ve konuyu seçimlerde kendilerine karşı 'istismar' edenlerin gündeminden çıkarma kararlılıklarını daha da artırmıştır.
'İstismar' gerçekten ağır bir sözcük; ancak işte görüyorsunuz, bazı kalem ve dillerde istismarın da sınırı yok…
yeni şafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle