En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Senaryo değil, el bombası!



İstanbul'da patlayan bombaların yol açtığı büyük bir katliam... Türkiye'yi derinden sarsan bir suikast... Ve arkasından ordunun Kuzey Irak'a müdahalesi...
Bu bir plan değil.
Sadece bir senaryo...
Washington'daki bir düşünce kuruluşunda yazılıyor ve tartışılmasına Türkiye'den asker kişiler de katılıyor.
Olabilir.
Ben heyecanlanmadım.
Her şeyden önce düşünce kuruluşlarının varlık nedeni budur.
Farklı görüşler yarıştırılır; değişik fikirler üretilir; beyin fırtınaları yapılır; ve her türlü aykırı düşüncenin özgürce ifade edildiği arama konferansları düzenlenir bu 'düşünce fabrikaları'nda...
Bazen ölçü kaçabilir.
Densizlikler olabilir.
Ancak, İngilizcesi think-tank olan bu kuruluşlar öncelikle düşünce üretimi için, düşünce egzersizi için vardır.
Ben de yurtiçinde ve dışında, Washington dahil kapalı kapılar arkasında yapılan böyle birçok toplantıya katıldım.
Yararlandıklarım, çok şey öğrendiklerim de oldu. Keçiboynuzu gibi zaman israfı halinde geçen toplantılara da tanıklık ettim.
Bir nokta daha var.
Washington'da, Hudson Enstitüsü'ndeki bu beyin fırtınası, beni bir başka açıdan daha heyecanlandırmadı.
Senaryoyu bir yana bırakın.
Sanki Türkiye sabah akşam bombaların patladığı, masum insanların kırıma uğratıldığı, iğrenç suikastların yapıldığı, siyasal cinayetlerin, faili meçhullerin işlendiği bir ülke değil.
Sanki bu Türkiye belirli aralıklarla askeri müdahalelere sahne olmuyor.
Sanki bu Türkiye'de sabah akşam Kuzey Irak'a müdahale senaryoları konuşulmuyor.
Bu ülkede bunlar yok mu?
Hepsi var.
O zaman...
Kaç gündür bu heyecan niye?
Washington'daki bir düşünce merkezinde üretilmiş bir senaryo üzerine ne diye kızılca kıyamet kopuyor ki?
Neden bağırıp çağırıyoruz?
Türkiye'de bir yılı aşkın süredir yaşanmakta olan Çankaya savaşları sürecinde siyasal cinayetler de işlendi, sayısız terör ve şiddet eylemi de yapıldı.
Üstelik, devletin derinliklerine indiği izlenimini veren ne kadar çok olay yaşandı, yaşanıyor da...
Doğrusunu isterseniz, İstanbul-Ümraniye'deki bir evde ele geçirilen el bombaları ile gözaltına alınan 'Kuvvai Milliyeci' bazı (emekli) subay ve astsubayların karıştıkları olay, beni Washington'daki toplantıdan çok daha fazla heyecanlandırdı.
Türkiye'de eğer demokrasi ve hukukun üstünlüğünden söz edilecekse, önce gerekli olan bu 'Ümraniye olayı'nın çırılçıplak sergilenmesidir. Bu olayın medyada çok daha fazla deşilmesi ve didik didik edilmesidir.
Eğer bu olayda yumağın ucu yakalanır ve yürekli biçimde çekilirse, yumak bir anda çözülebilir.
Çünkü bu bir senaryo değil.
Demokratik hukuk devletine kurulan tuzaklardan biri çıkabilir bu bomba sandığından...
Siyasal iktidarın da, Washington'daki senaryolar yerine bu el bombaları ile daha yakından ilgilenmesi, bu ülkede demokratik hukuk devletinin geleceği açısından çok daha yararlı olur.
"Çeteler"in üzerine gidin, senaryoların değil!

h.cemal@milliyet.com.tr

milliyet



Bu yazı 924 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,079 µs