En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

Son 5 yılda 2 cunta hükümeti direkten dönmüş



Son dönemin flaş isimlerinden biri, Bülent Orakoğlu. Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı.

Piyasaya çıkan yeni kitabı Ankara’da Gölge Oyunları devletin derin dehlizlerine uzanan tartışmaları yeniden ateşledi.

Dün kendisiyle uzun bir görüşmemiz oldu. Meğer, son 5 yılda 2 kez cunta hükümeti girişimi direkten dönmüş. Darbe girişimlerini saymıyoruz. Üstelik, ara rejim başbakanı veya bakanı olmak isteyen sivil cuntacıların sayısı da o kadar çokmuş ki, akıllara durgunluk verecek gibi...

İlk senaryo, 3 Kasım seçimlerinden kısa süre önce haziranda sahneye konuyor, temmuzda hızlandırılıyor. Projenin bir siyasi bir de askeri boyutu var. İddia şu; Ömer İzgi veya Hüsamettin Özkan’ın başkanlığında yeni hükümet kurulacak, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun ise görev süresi 1 yıl uzatılacak.

Zira, Kıvrıkoğlu, 30 Ağustos 2002’de emekli olacak. Projenin fikir babası ise MHP’li İzgi. Kıvrıkoğlu için hem kendi partisi hem de DSP ve ANAP’tan destek arıyor. Özkan dışında destek bulamayınca, Kıvrıkoğlu’nun emekliliği kaçınılmaz oluyor.

Bu arada MHP Lideri Bahçeli’nin 3 Kasım seçim resti senaristleri telaşlandırıyor ama yeni hükümetle seçim tarihinin ötelenebileceği yeni bir sürecin başlatılacağı varsayılıyor. Kendisini bakanlık için hazırlayanlar kostümlerini bile yenilemeye başlıyor.

Mesela, Saadet Partisi Adana Milletvekili Ali Gören... Partisinden istifa ederken, gerekçesini şöyle açıklamıştı: ‘Ülkesi ve halkı için önemi, önceliği ve özelliği bulunan bir çalışmaya katkıda bulunmak için istifa ediyorum.’ Gazeteciler soruyor: ‘Bağımsızlardan oluşan bir hükümette mi yer alacaksınız?’ Gören’in cevabı gizemli: ‘Bu çalışmanın ne olduğunu anlatmaya yetkili değilim.’

Bülent Orakoğlu, yıllar sonra Gören’in gizemli konuşmasına açıklık getirdi: ‘Sanayi Bakanı olacağını düşünüyordu.’

Tabi, evdeki hesap çarşıya uymadı.


Okuyan, Perinçek, Baş ve Tantan

İkinci senaryo, yaklaşık 1 yıl önce yürürlüğe konuyor. Ancak süreç, bu yılın başından itibaren hız kazanıyor. Teknokratlar veya karma hükümet projesi yeniden tozlu raflardan indiriliyor.

Orakoğlu, bu senaryoyu şöyle anlatıyor: ‘6 ay önce Armada’da ulusalcı-milliyetçi çizgide küçük bir siyasi partinin genel başkanı ile yemek yedik. Bana ‘milli yapıda yeni bir hükümet kurulacak, devlet yeniden dizayn edilecek. Yeni hükümetin başbakanı ben olacağım. Çok uzun sürmez en geç 3 ay içinde bu iş biter.’

Bu açıklamaları dinlerken, 27 Nisan bildirisinin yayınlandığı gece NTV’ye bağlanan Sabah Yazarı Muharrem Sarıkaya’nın, ‘Şimdi ne olacak?’ sorusuna verdiği ‘Bu hükümet gidecek yerine yeni bir hükümet kurulacak’ sözleri geldi aklıma. Meğer, bazı kulaklara da fısıldanmış.

Esas mevzua dönersek... Orakoğlu’nun tarifi, 4 ismi akla getiriyor: Yaşar Okuyan, Sadettin Tantan, Haydar Baş ve Doğu Perinçek. ‘Kim?’ diye ısrarla sordum, açıklamadı. Sadece Haydar Baş için ‘O değil’ dedi.

Ardından Okuyan’ı aradım: ‘O şahıs ben değilim. Bülent Orakoğlu’nu tanımam, Armada’ya da 3-5 defa sadece çocuklarımla gittim. Eğer bana iftira atarlarsa hemen dava açarım.’

Tantan ve Perinçek’le irtibat kuramadım. Açıklama yapmak isterlerse, bu sütunlar onlara da açıktır.

Gazeteci başbakan adayı

Başkent kulislerini yakından takip edenler bilirler. Kendisini ara rejim hükümetinin başbakanlığına hazırlayanlar arasında meslektaşlarımız bile var.

Son dönemde askeri mahfiller ile siyasi partiler arasında mekik dokuyan bir yazar, dostlarıyla sohbet ediyor: ‘Durum çok kötü. Bu iktidar farkında değil. Böyle giderse darbe olur. En kötü ihtimalle bu hükümeti devirir, yerine başka bir hükümeti kurdururlar.’

Biri atılıyor: ‘O kadar kolay mı? Nasıl olacak?’ ‘Hiç merak etme hem de çok kolay olur’ diyor. Bir başka soru geliyor: ‘Teknokratlar veya bir azınlık hükümeti kurulursa başına kim gelir acaba?’

Yazarımız hafifçe kasılıyor, mimikleri değişiyor, gözleriyle kendini işaret ederek: ‘Şu karşındakini neden hiç aklına getirmiyorsun?’

Ne diyelim? Allah akıl fikir versin.

Büyükanıt baskı altında

Orakoğlu ile sohbetimizden kalan önemli bölümler var. Diyor ki: ‘28 Şubat süreci devam ediyor. Üstelik şiddeti artarak. Ancak Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi iktidar, bildiriye aynı sertlikte cevap vererek dik durmayı başarmıştır. Ama bu sorun, sadece iktidar partisinin değil tüm siyasi partilerin ortak sorunudur. Siyaset, ortak çıkış yolu belirlemelidir.’

Çözüm önerisine katılıyorum. Bir de uyarısı var: ‘Devlet içinde yuvalanmış çeteler iktidarı devirmek istiyorlar. Küre ve Atabeyler, son olarak Ümraniye’de ortaya çıkarılan çete de bu şekilde düşünülmelidir. İlk olarak siz yazdınız, Özden Örnek günlüklerinde olduğu gibi geçmişteki anti demokratik girişimleri Hilmi Özkök önledi.’

Ya şimdi? Orakoğlu, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın da ‘sorumlu’ davrandığını düşünüyor ancak ordu yönetiminde ciddi görüş ayrılıklarının bulunduğunu söylüyor: ‘Büyükanıt alttan gelen genç subaylar sendromuyla karşı karşıya.’


star
 
 

 

 

 


 

 

 


 


 

 



Bu yazı 870 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,206 µs