En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

İmtiyazsız, sınıfsız ve kaynaşmış...



Aylar ve yıllar boyu demokrasi, lâiklik, irtica gibi soyut kavramlar üzerinde tartışıp duruyoruz; acaba esas tartışmamız gereken 'imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle' iddiası olmasın?


Dün gazetelerde haberi vardı: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yeni açılan Kastamonu Üniversitesi rektörlüğüne, 15 oy almış başka bir aday varken, kendisi dışında yalnızca 1 öğretim üyesinin desteğini bulabilmiş birini atamış. Tek oy destekli rektör, kendisine oy vermemiş 50 kişilik öğretim üyesi kadrosunu da yönetecek…

Gazeteler olaya yer verdiler vermesine, ama hemen hiçbir haberde eleştirel bir dil kullanılmamıştı. "Ahmet Necdet Sezer ne yapsa yeridir" anlayışı her yere egemen. Rektörler seçimle işbaşına geliyor ve öğretim üyelerinin oylarıyla yaptıkları sıralama YÖK tarafından Cumhurbaşkanına iletiliyor; anayasayı yazanlar, belli ki, 'tarafsız' cumhurbaşkanının listenin en üstünde bulunan en çok oy almış kişiyi atayacağını öngörerek bu düzenlemeyi yapmışlar.

Cumhurbaşkanı Sezer anayasayı kaleme alanların cumhurbaşkanından bekledikleri gibi davranmıyor, Çankaya'ya çıkmadan önce kendisinin de eleştirdiği davranışları tekrarlamaktan da çekinmiyor… Buna rağmen pek eleştirildiği yok.

Bu durum yalnız Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le ilgili de değil. Bazı siyasetçilerin ağzından çıkan hemen her şey 'yanlış' kabul edilirken (burada TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı hatırlayın), aynı sözleri fütursuzca kullanan muhalefetten siyasilerin üzerine giden olmuyor. Önceki gün bir gazetenin manşetine "TRT'ye sızdı" diye tırmandırılan kişiyim ben, oysa habere konu edilen programda dört meslektaşım daha bulunuyordu; aynı durumda olan beş kişi arasından benim cımbızla çekilip manşet yapılmam da bu 'çifte standartlı' uygulamanın bir başka biçimi.

Birilerinin her yaptığı (yanlışları bile) 'siyaseten doğru' kabul edilirken, başkalarının yanlış yapmadıklarını ispat etmeleri her durumda bekleniyor. Kimilerimiz 'olağan şüpheliler' konumunda tutuluyoruz çünkü. Düşünelim bir: 10. Yıl Marşı'nda bulunan "İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz" övgüsünü hak ediyor muyuz? George Orwell'in Sovyetler Birliği için yaptığı ('Hayvanlar Çiftliği') benzetmeyle, 'bazılarının biraz daha fazla eşit' sayıldığı bir toplum yapımız var…

Gelişmeleri belirleyebilecek makamlarda bulunmayanların 'biraz daha fazla eşit' olmaları ve sözgelimi beş kişi arasında yalnız benim "TRT'ye sızmadığımı" ispat zorunda bırakılmam bazılarınıza o kadar da önemli gelmeyebilir… 50 kişiden yalnızca birinin oyunu almış öğretim üyesini rektör atayan, ya da süresi bittiğinde yerini terk etmesi gerektiği anayasada yazdığı halde görevine devam eden cumhurbaşkanı için ne diyeceğiz? Etkili, sesi yüksek çıkan bir kamuoyunun, ona, 'farklı bir standart' uyguladığı belli.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşadıklarımız da acaba gündeme getirdiğimiz bu tavırla ilintili olmasın? Yanlış yapılabilen yerlere yanlış yapmalarına izin verilmesi düşünülmemiş insanların gelmesi mi rahatsızlık kaynağı acaba? Ak Partili biri cumhurbaşkanı seçilseydi ve YÖK tarafından önüne sunulan üç isimli listeden kaç oy aldığına bakmadan kendisine yakın gördüğü birini seçseydi ne olurdu dersiniz? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına şu yakınlarda yapılan atamada da, Cumhurbaşkanı Sezer, en yüksek oyu alamamış eskiden tanıdığı birini tercih etmemiş miydi? Ya muhafazakâr çoğunluğa sahip Meclis'in seçeceği Ak Partili bir cumhurbaşkanı aynı tarzda davranırsa ne olur?

Demokrasiler kurallara uygun davranılmaması durumunda daha farklı yönetim anlayışları haline dönüşebilirler. Kurallar keyfî uygulamaları ortadan kaldırmak içindir; peki ya keyfîlik kural haline dönüşürse? İşte o durumda da keyfî davranılabilecek makamlara 'siyaseten doğru' damgası taşımayan birinin gelmesi engelleniyor.

Aylar ve yıllar boyu demokrasi, lâiklik, irtica gibi soyut kavramlar üzerinde tartışıp duruyoruz; acaba esas tartışmamız gereken 'imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitle' iddiası olmasın?



Bu yazı 776 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,603 µs