En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Hesabın eğrisi ve doğrusu…



CHP lideri Deniz Baykal, sağolsun, hızla seçime giden ülkemizde cepheleşmeyi sonuna kadar zorluyor. Hesabı belli: İki-üç ay daha dişlerimizi gıcırdatıp öfkelenirsek, öfkeli insanların önemli bir bölümü oylarını CHP'ye yöneltebilir… Gerilim öfkeyi artırır, cepheleşmeye yol açar, bundan kazanan da CHP olur…

Bereket, aynı türden bir muhakemeyi Ak Parti yapmıyor. Oysa, hep biliyoruz, madalyonun diğer yanında da Ak Parti bulunuyor. Ara renkleri ortadan kaldıran cepheleşmeden yalnızca CHP çıkar sağlamaz, CHP'ye ve işbirlikçilerine kızıp öfkelenenlerin, oylarını, Ak Parti'ye yöneltmeleri beklenir…

Cepheleşme üzerinde kafa yoranların bir yerde hesap hatası yaptıklarını görmeleri gerekiyor.

Türkiye'de öfkesi burnunda insanlar var elbette; bunların öyle sanıldığı gibi fazla tahrik edilmeye de ihtiyaçları bulunmuyor. “Lâiklik tehlikede” diye kalk borusu çalındığında derhal durumdan vazife çıkaran bir kitle bu. Tersi de doğru: Onların hareketlenmesi, sosyal zeminin tam karşıtında yer alan başka bir kitlenin öfkelenmesi için yeterli oluyor. Sisteme müdahale anlamına gelen çıkışlar da, belli sembollere yönelik kışkırtmalar da, bu kesimin tepesini attırıyor.

Mutlaka hesaba katılması gereken gerçek şu: Her iki kesimin öfkesi başına vuran, kolay tahrik olan tabanı taş çatlasa yüzde 20'yi geçmiyor. Miting alanlarını dolduranlar da, karşı miting düzenlense işini gücünü bırakıp koşacaklar da hep o yüzde 40'lık (yüzde 20 + yüzde 20 = yüzde 40) öfkeli kitlenin içinden çıkıyor. Halkın geri kalan yüzde 60'lık kesimi onlar kadar 'keskin' düşünmeyen insanlardan oluşuyor; bir partiyi iktidara taşıyan da onların oyları zaten…

Ak Parti çevresi, kendi etraflarına bakıp “Herkes kızgın, seçimde en az yüzde 50 oy alırız” hesabı yaparsa yanılır. Aynı durum CHP için de geçerli; 'lâiklik' konusunda olağanüstü duyarlı kesimlerin mitinglerine bakıp “Bu kalabalık sandıkta en az yüzde 30'a erişir” mâl-i hülyasına kapılmamalı CHP önderleri… İktidar, iki grubun keskinlerinin dışındaki alanda yatıyor…

O alan içinde yer alan seçmenin 'ideolojik' bir saplantısı bulunmuyor. Sözgelimi 'türban' takanlar, CHP'ye yakın duran yüzde 20'lik kesim kadar dert teşkil etmiyor geniş kitleler için; buna karşılık siyasî sisteme müdahale noktasında da fazla duyarlı değil o kesim. Demokrasi de lâiklik de belli ölçülerde önem taşıyor geniş kitleler açısından; “Lâiklik tehlikede” denildiğinde de “Demokrasi tehdit altında” haykırışını duyduğunda da iki tarafın keskinlerinin arzuladığı kadar tepki vermiyor kitleler...

Bu gerçek, partilerin liste hazırlarken dikkat etmeleri gereken en önemli unsur... Geniş kitlelerden oy almayı hedefleyen siyasi partilerin, aday listelerini, en yakınlarındaki keskinlere hoş gelecek simalarla doldurmaları farklı güdülerle sandık başına giden ortadaki seçmene ters düşmeyi getirebilir. Bu seçim büyük çapta Ak Parti ile CHP arasında çekişmeli geçeceğe benziyor, ama iki partinin, kendilerine yakın duran en keskinleri mutlu etme gayretine girmeleri, çekişmeye başka partileri de dâhil edebilir.

Bu konuda esas dikkatli olması gereken Ak Parti elbette. Sadece yüzde 30'luk bir kitleden oy alma potansiyeline sahip CHP'den farklı olarak daha geniş bir tabana hitap ettiği söylenebilir bu partinin... Kâğıt üzerinde yüzde 70 oy potansiyeli var Ak Parti'nin ve önümüzdeki seçimde bu potansiyelin belli bir miktarına ulaşacak... Ama ne kadarına? Ulaşabileceği kitle yüzde 20 ile yüzde 50 arasında değişiyor. Alacağı oy oranını belirleyecek olan, Ak Parti'nin seçmen önüne çıkaracağı isimler ile geleceğe dönük mesajlarıdır.

Yanlış hesap bir yerlerden mutlaka dönüyor…

Yenişafak



Bu yazı 788 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,957 µs