En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

DYP+ANAP= DP olur mu?



'Demokrat Parti' denilince içim sızlar, yüreğim kabarır, heyecanlanırım. DP amblemi benim için, futboldaki fanatik taraftarların takımlarının renklerine ve rumuzlarına bağlılıkları gibidir. 1950 seçimlerinde, daha 5 yaşındayken göğsümde gururla taşıdığım DP rozetini ve her yere astığımız 'Yeter! Söz Milletindir!' afişlerini hatırlarım. Rahmetli babamın, Celâl Bayar, Adnan Menderes ve Refik Koraltan'la fotoğrafları, hâlâ albümümün baş köşesinde duruyor. Merhum Menderes'in o sımsıcak, hüzünlü gülüşünü hiç unutmuyorum.
Millî Mücadele'nin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu büyük Atatürk'ten sonra, Türkiye'deki en önemli gelişme, DP döneminde ve şehit Menderes tarafından gerçekleştirilmiştir. Bence, hemen sonra üçüncü önemli devlet adamımız da merhum Turgut Özal olmuştur. Özal döneminde de, O'nun sevdiği tâbirle 'Türkiye çağ atlamıştır' .
***
22 Nisan tarihli yazımda, DYP-ANAP beraberliğinin başarı şartlarını incelemiş; 'İki partinin de teşkilâtlarının ve tabanlarının tatmin olacağı, yeni rüzgâr estirecek bir hareketi oluşturmanın şartı, yepyeni bir lider, parti ve kadroyla ortaya çıkabilmektir' demiştim. Bunun için de DYP, ANAP, BBP ve LDP'nin, 'DP çatısı' altında birleşebileceğini; DP'nin başına yıpranmamış bir ismin getirilmesi ve halkın sevdiği isimlerden bir vitrin dizilmesi gerektiğini işaret etmiştim.
Mevcut durumu incelediğimizde, DYP ile ANAP'ın DP çatısı altında birleşmesini olumlu bir adım olarak görüyorum. Ancak, iki partinin DYP'nin vesayetinde birleşerek DP adını alması, kısa zamanda ivme kazanması için yeterli değildir. Çünkü, DYP Genel Başkanı, DP'nin de lideri olmuş ve yeni isimlerden yeni bir kadro ortaya konamamıştır. Bu hareket, DYP'nin ANAP'ı yutması ve ANAP'ın da DYP'yi koltuk deyneği yapması şeklinde cereyan etmiştir.
Bütün bu noksanlıklara rağmen yeni DP, hiç değilse barajı aşacak bir performans gösterebilirdi. Lâkin, Türkiye'de son on beş günde cereyan eden olaylar karşısında DYP ve ANAP'ın, CHP'nin yanında yer alarak antidemokratik dayatmalara ortak oluşu, onları 'DP misyonuna' tamamen ters bir mecraya sürüklemiştir. Bu durumda, yeni DP'nin, bırakınız rüzgâr estirmeyi, artık barajı aşma şansı bile kalmamıştır.
***
Aydın Menderes, 'DYP ve Anavatan, millete karşı suçunu örtmek için DP ismine sığınmıştır. Beraber batacaklar...' diyor. Lâkin değerli dostum Menderes'in asıl şu sözleri beni çok düşündürdü: "DP, 'Yeter, söz milletindir!' sloganı ile kurulmuş ve milletin gönlünde bugüne kadar yaşamış bir partidir. Fakat bunlar cumhurbaşkanı seçimlerine katılmayarak, 'Yeter, söz milletindir!' sözünü indirmiş ve yerine 'Yeter, söz devletindir!' tabelasını asmıştır."
Yeni DP'liler, kendilerini inkâr ederek CHP'nin, yargı oligarşisinin ve muhtıracıların tarafında saf belirlerken, DP'nin tarihî misyonunu unutmuşlardır. Zorba devlet anlayışına karşı millî iradeyi savunan, CHP'nin Şeflik Dönemi diktasına karşı çıkan Menderes'in Demokrat Partisi'nin ismini taşıyabilmek için en azından bu şuura sahip olmak gerekirdi. Ne yazık ki, DYP-ANAP karmasının son günlerdeki antidemokratik tavrı, bu şuura yeterince sahip olmadıklarını açıkça göstermektedir.
Bakalım, 22 Temmuz seçimlerinde bu tezadı nasıl izah edecekler?
***
Her şeye rağmen, DYP-ANAP birleşmesini müsbet karşılıyor ve yeni DP'ye başarılar diliyorum.

radikal



Bu yazı 982 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,568 µs