Umur Talu
0 0 0000
Ne demeli?
Ben de Zerkavi' ye "cellat" derdim.
"Cellat... Cellat başı... Kafa kesen terörist... Cani... Vahşi..."
Hepsini diyelim.
Hep birlikte diyelim.
Hak ediyor elbette.
Sonra?
Yani ölçümüz, standardımız, ilkemiz, eşiğimiz ne?
"İnsan öldürmek" mi?
"Masum insan öldürmek" mi?
"Çocuk öldürmek" mi?
"Sivilleri öldürmek" mi?
"Bomba patlatmak" mı?
"Çok kişiyi aynı anda öldürmek, katliam" mı?
"Patlayıcılı, bombalı araçlarla kalabalığa saldırmak" mı?
"Binaları içindekilerle havaya uçurmak" mı?
"Yargısız infaz yahut idam etmek" mi?
"Pusu kurmak" mı?
"İnsan hakları ihlali" mi?
"Cenevre Sözleşmeleri'ne uymamak" mı?
"İşkence" mi?
"Adam kaçırmak" mı?
"Egemen bir devletin topraklarında faaliyet ve eylem" mi?
"Başka bir ülke topraklarında silah kullanmak" mı?
"Vatandaşı olmadığı bir ülkede ölüm kusmak" mı?
"Herhangi bir hukuki dayanağı olmadan istila, işgal, savaş, silahlı mücadele, yıldırma, sindirme gibi yollara başvurmak" mı?
Bakın; çok yerde çok kişinin canını aldıktan sonra canı alınan "cellat" ı ne terazi kefesine koyarım, ne mazur görürüm, ne mazeret ararım.
Ama birileri, yukarıdaki kriterler açısından bu "vahşi, cani, cellat teröristler" ile Birleşmiş Milletler üyesi, uluslararası hukuka uyma taahhüdü vermiş, öyle diktatörlük, despotluk da değil pekala demokrasi olan kimi devletlerin fiili icraatı arasındaki o büyük, çok büyük, anormal farkı da iyi anlatsın.
Muhtemelen şunlar olmalı. Az değil; ama kafi mi?
İkincilerin; meşru ve tanınan devlet olması, dünya çapında destekleri, onları yargılayıp mahkûm edecek mekân, makam ve maçaların namevcudiyeti, süper devletin küresel hegemonyası, nihayetinde herkesin ona mecbur kalması, silahlı kuvvetlerinin üniformalı, emirkomuta altında, yasal statüde faaliyet göstermesi, hava kuvvetlerinin, füzelerinin, nükleer silahlarının, havadan bombardıman imkânlarının varlığı ve çokluğu, yeraltında gizlenmelerine gerek kalmaması, temiz pak giyinmeleri, genellikle sakal tıraşı olmaları, kravat takmaları, İngilizce'yi ana dilleri gibi konuşmaları, İngilizce'nin zaten ana dilleri olması, meczup derecesinde aşırı dindar bir başkanın laik zannedilmesi, bir başkasının din devleti olduğu halde elbette bölgedeki nadir demokrasilerden biri olarak önemi, hiçbirinin gerici filan değil çok medeni, gelişmiş ülkeler olması, insanlarının, filmlerinin, giyim kuşamlarının korkutucu gelmemesi, elbette bir sürü demokratik ve hukuki kurallara uymaları, en azından uyacakları varsayımı, hiç yoktan uyar gibi yapmaları, uymadıklarında asgarisinden medyada, toplumda, parlamentoda bunun tartışılması...
Birincilerin; yukarıdakiler olmaması, yukarıdakilerinin olmaması, kamera önünde kafa kesip yayınlamaları, havadan bombardıman değil canlı bomba ve bomba yüklü araç kullanmaları, sakallı olmaları, şeriatçı da olmaları, bizi ve çocuklarımızı fiziki görünümleri ve nefretleri ve nihai hedefleriyle daha çok ürkütmeleri, yer üstünde şık giyinip dolaşmak bir yana, yeraltında birer fare, yılan gibi saklanmaları, böcekleşmeleri, böcekleştirilmeleri, tüm filmlerde ve anlatılarda da kötü adam olmaları ve kötü adamların zaten böyle olması.
Mutlaka unutmuşumdur bazı şeyleri.
"Cellat" ın hainvahşiyabanigaddarcanavarlığına diyeceğim hiçbir şey yok. Elbet öyle.
Ama, kitlesel imha, bombalama, sivilleri öldürme, pusu, insan hakları ve uluslararası hukuk ihlali, katliam (mesela plajda, camide, mesela düğün evlerinde, mesela sadece evlerde, çoluk çocuk) açısından ötekilerin adı ne olacak?
Ne olacak mesela?
Dost, müttefik, büyük devlet, demokrasi, özgürlük aşığı?
Cellada mutlak cellat demeli; teröriste de terörist.
Sorum; ötekilere ne diyebileceğimiz!
Bu yazı 1,209 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Ocak 2009
Kravatın vicdanı
-
15 Ocak 2009
Yeraltı ordusu!
-
26 Aralık 2008
Hakikatin içyüzü
-
15 Aralık 2008
Onların oğulları kızları...
-
11 Aralık 2008
Bak şu bakana!
-
23 Kasım 2008
Üç ana...
-
17 Kasım 2008
Taş ile bomba... Kanun ile adalet
-
13 Kasım 2008
Ya öyle değil de böyle ise...
-
19 Ağustos 2008
Kırk tilki kırk ayak
-
28 Temmuz 2008
Kahpelik!
-
28 Ekim 2007
Kasrı Şirin mi şirin!
-
10 Ekim 2007
Düşünmeye davet
-
26 Ağustos 2007
Biat kültürü imiş!
-
21 Haziran 2007
Büyük lokma... Büyük konuşma
-
20 Haziran 2007
Susurluk, Ankara Sauna, Atabey Kaldırım, Danıştay Trabzon, İstanbul bomba Cumhuriyet
-
17 Haziran 2007
Her senaryo aktörünü bulur
-
11 Haziran 2007
Şimdi incir zamanı
-
3 Haziran 2007
Bana her şey seni hatırlatıyor!
-
29 Mayıs 2007
Bunu da gördük!
-
28 Mayıs 2007
Kanmayın kıymayın!
Yorumlar
+ Yorum Ekle