En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Üç önemli haber kimsenin umurunda değil!



Dünya Bankası Başkanı hızlı neocon Paul Wolfovitz geçen hafta Türkiye'deydi. Evet... İstanbul'daydı. Adeta gizlice geldi ve gitti. Kimsenin haberi olmadı!

İşin ilginç tarafı İstanbul'da kalabalık bir heyet ile Boğaz'da bir lokantada esrarengiz bir toplantı da yaptı. Yüzün üzerindeki katılımcıdan toplantıda konuşulanlar adına bir şey de sızmadı. Elbette bu durum bu toplantıyı daha da esrarengiz kılıyor!

Wolfovitz, uçakla Bulgaristan'a geldi ve oradan karayoluyla İstanbul'a geçerek ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Goroosman ve Eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris ile İstanbul'da buluştu. 80'i Amerikalı, 11'i AB ülkelerinden ve 75-80 civarında da Türk vardı yemekte.

Burada neler konuşuldu?

Oldukça esrarengiz bir toplantı olduğu kesindi! Çünkü hiçbir medya organına haber verilmedi, katılımcılardan da toplantı hakkında en ufak bir ayrıntı sızmadı! Toplantı Robert Koleji Mezunları tarafından düzenlenmiş güya.

Rüştü Saraçoğlu da, Halis Komili de ve dahası Türkiye'deki iş dünyasının üst düzey kesimlerinin temsilcileri de oradaydı.

Ne konuşuldu?

Bence bu toplantı aydınlatılmalı ve yerli neoconlarımız ile Amerikalı neoconların neler konuştuğu ortaya çıkarılmalı.

Türkiye için yeni bir lider mi arıyorlar? Türkiye ekonomisinin sıkıntılı olduğu bir zamana gelen bu toplantı acaba Türk ekonomisi daha nasıl yönetilir sorusu gündeme geldi mi?

Hafta içinde gözlerden kaçan bir başka husus Amerikan Ulusal Kaynaklar Savunma Raporu'nda yer verilen Türkiye'de bulunan Amerikan nükleer silahları ile ilgili bilgiydi. Bu rapora göre Türkiye'de soğuk savaş döneminden kalma 90 adet atom bombası var. Bunlardan 50'si Amerikan 40'ı da Türk savaş uçaklarına tahsis edilmiş!

Şimdi şu kesin. Bu nükleer bombaların anahtarı ABD Başkanı'nın elinde. Sadece İncirlik'te (50 adet) değil, Malatya- (10 adet), Diyarbakır (20 Adet) ve İstanbul'da (10 Adet) var.

Soğuk savaş bitti ve Amerika Avrupa'yı korumak için AB ülkelerine koyduğu nükleer silahları geri çekti. Fakat Türkiye'dekilere dokunmadı. Kimse çıkıp da Sovyet tehdidi bittiği halde ABD Türkiye'deki nükleer silahları niçin geri çekmedi sorusunu ciddi ciddi sormuş değil.

Kaldı ki 1 Mart Tezkeresi'nin reddinden sonra bu nükleer bombaların yönlerinin Ankara ve Türkiye'nin diğer stratejik bölgelerine yönlendirildiği ifade ediliyor. ABD ile Türkiye arasındaki 1 Mart Tezkeresi en büyük kırılma noktasından sonra bu silahların burada kalması da oldukça anlamsız değil mi? Kimbilir belki Milli Savunma Bakanı bu konuyla ilgileniyordur?

Diğer önemli konu ise... Avrupa Konseyi'nin CIA'nın işkence merkezi olarak kullandığı yerler arasında Türkiye'nin de olduğunu açıklamasıydı.

CIA uçakları belli bazı ülkelere taşıdıkları tutuklulara oralarda işkence yapıyor ve bunu yaparken Türk topraklarını da kullanıyordu.

Bunlardan birisi Kandıra F Tipi Cezaevi'dir, öteki ise Malatya Erhaç'dır!

İlgililere duyurulur.

Bu yazı 960 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,803 µs