Engin Ardıç
0 0 0000
Efendilik çıkalı...
Can Dündar kardeşimiz çelişkili bir adam, hem liberal geçiniyor hem bürokrasiyle dirsek temasında... Hem faşistlerle kavga ediyor hem dincileri darbeyle korkutmaya çalışıyor...
(Zülfü Livaneli de böyle bir garip, ne zaman birileri işine gelmeyen birşeyler yazsa hemen 'öleceksin, unutulacaksın, adını anmayacaklar, seni huysuz ve kavgacı bilecekler, oysa bak, ben ne kadar sakin bir adamım, ben sanat eserleri üretttim, beni Avrupa'da herkes tanır, şu ölümlü dünyada niye benim dalgamı taşlıyorsunuz yahu, bırakın da ticaretimi yürüteyim' gibilerden üstü kapalı bir üstünlük taslaması...)
Dündar, Erdal İnönü'yü övmeye çalışmış. Geçen gün biz eleştirdik ya, hemen denge sağlanmalı, emekli memur gazetesinin okurları tatmin edilmeli... Ecevit için de bu böyle.
Olabilir, arkadaş seçimde oyunu da ÖDP falan gibi partilere verecek bir adam. 'Küpeli entellerle eski solcuların mesut bir izdivacı' gibi duruyor, böyle tipler çok. 'Ezeli ve ebedi muhalif' olarak yaşarlar.
Fakat bana da bu 'başarısızdır ama çok efendi adamdır' yaklaşımından fenalık geldi ha!
Petek Dinçöz için 'sesi yoktur ama büyük şarkıcıdır' diyenleri hatırlatıyor bu tutum...
'Pardon çıkalı bilmemkimler çoğaldı' diye bir laf vardı hani eskiden... Efendilik kabuğu çıktı çıkalı yeteneksizler de daha rahat dolaşıyorlar ortalıkta.
Sayın sol amigolar, kimse ne Ecevit'in efendiliğini tartışma konusu yapıyor ne İnönü'nün. İlkokulda 'hal ve gidiş' notu vermiyoruz, politika konuşuyoruz burada.
Ama kiminize sorarsanız 'devlet büyükleri eleştirilemez', kiminize göre de 'sağlığında eleştirilebilir ama hasta yatağında ayıp olur'.
Bilek güreşi yapacak olmadığıma göre iyileşmelerini beklemem abestir, üstelik benim de ne kadar yaşayacağım belli değil, ölünce unutulacağım Livaneli'ye sorarsanız, onun için vakitlice söyleyeyim diyorum söyleyeceğimi...
Politika İnönü'ye hiç uymazmış, uymamış, bunda herkes bizimle hemfikir.
Fakat 'öyleyse orada ne işi vardı' sorusunu soramıyorlar bir türlü arkadaşlar... En basit bir fren gıcırdamasında sürücüye 'ehliyeti nereden aldın, kaça aldın' sorusunu haykırmaktan hoşlanan bir millet, 'ehil' olmayanların başımızda yöneticilik oynamaya, bizi oyalamaya, bize zaman kaybettirmeye ne hakları var diyemiyor... Ben yarın resim yapmaya ya da dört çarpı dört yüz engelli koşmaya başlasam herkes güler ama kimse İnönü'ye 'anlamadığın işe niçin giriyorsun, yüzme bilmiyorsan kavak ağacına niçin çıkıyorsun' diye soramaz!
Politikanın ne kadar çirkin olduğunu görünce hemen bırakmış... O kadar da büyük adammış ki, başbakanlıktan çıkınca evine taksiyle gitmiş.
Bu gibi adamların Türkiye'ye çektirdikleri sıkıntıların hesabını kim verecek Can Dündar kardeşim? Elli sene sonra birisinin çıkıp televizyona belgesel dizi yapmasını mı bekleyeceğiz tartışmak için?
Sivas katliamını, İSKİ rezilliğini, Demirel'in saçmalıklarını 'fizikçi trene bakar gibi' seyreden babam mıydı?
DYP-SHP iktidar ortaklığının başında 100 olan memur geçinme endeksi, koalisyonu bıraktıklarında 35'e düşmüştü, bunun hesabını memurların gazetesi sormuyor, bize düşüyor kızmak...
'Siyasette bir bilge' ha... Zarif, mütevazı, nüktedan, sade, gösterişsiz, çok zengin olsa da solcu, sık sık geğirse de efendi bir adam...
Yazık, yazık, bunlara oy veren ve sizin de gazetenizi alıp okuyan memurlara yazık, onlar da insan.
Vallahi bak, ben efendi bir adam sayılmam, ağzı bozuk serserinin tekiyim... Paşa çocuğu değilim, hayatın kıçına parmak atmış adamım... Argoyu Erdal İnönü gibi Hulki Aktunç'un büyük sözlüğünden değil, Beşiktaş Balıkpazarı'nda öğrendim, çarşı çetesinin yatağında... Ama kendi mesleğimde başarılı olmadığımı, tuttuğum her işi koparmadığımı kimse söyleyemez. Ölünce unutulacağım, evet, Livaneli haklı, ama hiç olmazsa arkamdan kimse 'çok efendi adamdı ama her işi yüzüne gözüne bulaştırdı' diyemez... Huysuz ve kavgacıydı derler, yeteneksizdi diyemezler.
Hangisi makbul? Tercih sizin. Ben 'sahte kahraman' olarak ansiklopedilere geçmektense, diyeceğimi dedikten sonra sessizce yokolmayı yeğlerim. Al bu da bir tür çelebilik olsun...
Bu yazı 726 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
-
15 Ağustos 2012
Atraksiyon
-
29 Temmuz 2012
Akşam diyordun Abbas
-
23 Temmuz 2012
Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
-
16 Temmuz 2012
Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
-
15 Temmuz 2012
Onları geri kazanalım
-
4 Haziran 2012
Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
-
26 Mayıs 2012
İç savaş istediklerini söylemiştim
-
29 Nisan 2012
Coşku duyulacaaak... Duy!
-
13 Nisan 2012
Osmanlıca dersi de konulsun
-
8 Nisan 2012
Osmanlı'da garaj mes'elesi
-
23 Mart 2012
Hatırlayalım hatırlatalım
-
7 Mart 2012
''Haybeden Şef Gezisi''
-
29 Şubat 2012
Senin de adın Kemal
-
12 Şubat 2012
Lafının ardında dur
-
19 Ocak 2012
Aman oğlum, vururlar ha
-
6 Ocak 2012
Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
-
5 Ocak 2012
İlker Paşa bize de ifade versin
-
2 Ocak 2012
CHP'yi destekliyorum
-
19 Aralık 2011
Olmayanı olduramazsınız
Yorumlar
+ Yorum Ekle