En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

Mehmet Altan’ın paşa dedesi



ASKERİN andıçladığı gazeteciler arasında yer alan Mehmet Altan, cesur bir yazı yazmış. Kendisini "güvenilmez" olarak niteleyen askeri yetkililere bindirmiş de bindirmiş.

Buraya kadar her şey güzel.

Ancak...

Olağan sayamadığım, Mehmet Altan’ın şu cümleleri:

"Biz yüz yıldan beri, aynı şehirde, aynı evde oturuyoruz. İki kuşak geriye gidince İsmet Paşa’nın askeri okuldan hocası Topçu Hasan Paşa’ya rastlarsınız. Topçu Hasan Paşa’nın Çanakkale Savaşları’nda kullandığı dürbününü merak ederseniz... O da çalışma masamda duruyor."

Yani...

Mehmet Altan demek istiyor ki:

"Benim dedem, İsmet Paşa’nın askeri okuldan hocası Topçu Hasan Paşa’dır.

O Hasan Paşa ki Çanakkale Savaşları’nda savaşmıştır. Dedemin savaşta kullandığı dürbün, bugün benim çalışma masamda durmaktadır. Sen kim oluyorsun da böyle bir geçmişten gelen benim gibi birine ’güvenilmez’ diyorsun?"

Mehmet Altan bu şekilde kendisini kurtarıyor.

Peki ya ben? Ben nasıl sıyıracağım?

Durumumu şöyle bir gözden geçirdim:

Biçare çalışma masamdaki en eski alet, rahmetli dedemden kalma ucuz mu ucuz "muhtar çakmağı"dır.

"Soylu" falan da değilim. Tıpkı İsmet Özel gibi, ben de kendimi "Tevarüs edilmemiş bir asaletim var" şeklinde afili cümleler kurarak kandırıyorum.

Yine şöyle bir bakınca...

Ailem yüz yıldan beri 12 ayrı şehir dolaşmış. Değiştirilen ev sayısı ise 30’u geçmiş.

Yani... Ne "Paşa dedem" var, ne de "yerleşik" sayılırım.

Su katılmamış bir "göçebe" denilebilir benim için.

Kısacası... "Bu Ahmet Hakan acayip güvenilmez bir adamdır" diyen askerlerimize, kişisel tarihimden çıkarabileceğim fiyakalı bir "şeref levhası"na ne yazık ki sahip değilim.

Öyleyse ne yapmalıyım? Belki de en iyisi şöyle demek:

Vur komutanım vur! Hiç çekinme... Bir de sen vur!

Hürriyet



Bu yazı 1,012 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,641 µs