0 0 0000

Tehlikenin farkında mısınız? Evet farkındayız...

Efendim, biliyorsunuz, Cumhuriyet’le yaşıt olduğunu öne süren ve buradan meşruiyet elde etmeye çalışan refikimiz (yani Cumhuriyet gazetesi), bir süredir bir kampanya yürütüyor.

Bu kampanyanın ismi, ‘Tehlikenin farkında mısınız?’

Önce, Arapça hurufata benzeterek tersten yazdılar, ortaya ‘zınısım...’ gibilerden tuhaf bir ifade çıktı: ‘...zınısım adnıkraf ninekilheT’

İnsanın, ‘Ben de senin...’ diyesi geliyor.

Sonra canları sıkıldıkça bu sloganı sağda solda gezdirmeye başladılar.

Logo üstü, sayfa eteği, makale dibi.

Slogan değil de, bir tür ‘zinde güçlere’ davetiye...

Diyelim ki hükümet atama yapıyor... Tehlikenin farkında mısınız?

Kambiyo rejimi oturdu... Tehlikenin farkında mısınız?

Bütçe açığı kapanmak üzere... Tehlikenin farkında mısınız?

Bir yıllık turizm geliri bir önceki iktidar döneminin toplam gelirini katladı... Tehlikenin farkında mısınız?

Demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıldı ve Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlandı... Tehlikenin farkında mısınız?

İlhan abi yıllık izninin bir bölümünü kullandı... Tehlikenin farkında mısınız?

İlhan abi ‘hasretle beklenen’ yazılarına başladı... Tehlikenin farkında mısınız?

Bu böyle uzar gider...

Şimdi de, devrimci arkadaşların muhtemelen zeka vehmettikleri bu sloganı televizyon ilanlarında kullanıyorlar. Daha doğrusu kullanamıyorlar. Zengin gazeteci Tuncay’ın televizyonundan başka da ipleyen yok.

16 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacakmış, Türkiye 100 yıl daha geriye gidecekmiş, tehlikenin farkında mıymışız?

Bu akıllar nerden çıkıyor?

Bence İlhan abiden...

Hani, otuz küsur yıldır aynı istikrarla, hiç değişmeden, değişmemeyi marifet belleyerek yazan, çok partili sistemin ‘Osmanlı gericiliği’ olduğunu söyleyen, ‘irticayı faşizmden daha tehlikeli’ bulan, YÖK’ün demokratik bir kurum olduğunu söyleyen, 27 Mayıs’ın demokratik bir müdahale olduğunu savunan İlhan abi...

Demek ki, Cumhuriyetine ve devrimlere bağlı genç, bu ilanı televizyonlarda görünce, ‘Vay canına, İlhan abinin gazetesi Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu söylüyor, varıp her gün bir adet Cumhuriyet satın alayım, oyumu da CHP’ye vereyim’ diyecek.

Belki böylece CHP’ye iktidar yolu açılır.

Onlar da AB ile ilişkileri askıya mı alırlar, yeni bir kambiyo rejimi mi uygularlar, yurtdışına çıkışları mı yasaklarlar, çok partili sistemden tek partili sisteme mi dönerler, Kerkük’e asker sokmaya mı kalkışırlar, Gümrük Birliği’ni bozma işini Onur Öymen’e mi havale ederler...

Ne marifetleri varsa göstersinler.

Göstersinler de, bu işler İlhan Selçuk kafasıyla olmuyor. Olmadığı, müteaddit defa (Madanoğlu eliyle mesela) sınandı ve görüldü.

Fena halde arkaik ve 1789’da takılmış kalmış kafanın bizi götürüp götüreceği yer Kuzey Kore, Saddam dönemi Irak’ı, Küba ve Pol Pot çizgisidir.

İlhan abigillerin demokratik parlamenter sisteme kuşkuyla baktıklarını biliyorduk da, bu ‘kuşku’yu septik boyutlara vardırabileceklerini hesap edememiştik.

Biz tehlikenin farkındayız...

Hem de çok farkındayız...

Darbe cuntalarıyla iş tutmayı seven İlhan abi de farkında mı?

Her meseleyi ‘feodalite’yle açıklamaya çalışan ve neredeyse ‘feodalite’siz cümle kuramayan Emre Kongar da farkında mı?
 
star

Bu yazı 774 defa okundu.