En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Onları bağışla Murat, çünkü bilmiyorlar



O soruyu ben de sormuştum, ama tersten: “Sayın başbakan, İttihat ve Terakki Fırkası’nın yemiş olduğu bazı haltlara, siz Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın mirasçısı olarak niçin sahip çıkacakmışsınız?”... (Haklı mıyım Ahmet Kekeç?)

Sevgili dostum Murat Bardakçı düzden sormuş: Suçu İttihatçılar’a atmak seviyesiz bir redd-i mirastır.

İlk bakışta çelişir gibi görünüyoruz. Hatta birbirimizin zıddı gibi duruyoruz.

Ama aslında birbirimizi bütünlüyoruz, bir paranın iki yüzünü anlatıyoruz.

Çünkü Murat Bardakçı hükümete değil devlete sesleniyor. (Bu ülkede hükümet deyince başka şey, devlet deyince başka şey anlaşılır. Derin devlet deyince de bambaşka birşeyler...)

Diyor ki, 1915 olaylarını Osmanlı İmparatorluğu’na yıkmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bunlarla hiçbir ilgisi olmadığını söyleyip sıyrılmak ayıptır, ucuz bir kaçıştır. Gülünç oluruz, bizi tefe koyarlar. Bunu İtalya da yapmadı, Almanya da. Her iki devlet de “seleflerinin hukuki sorumluluklarını” üstlendi, çünkü rejim değişse bile devletler hukukuna göre devletin “halefiyeti” esastır.

Ama bizimkilere kızma Murat... Çünkü bilmiyorlar.

Çünkü onlara seksen yıldır, “Türkiye’de herşeyin bıçakla kesilir gibi 28 Ekim 1923’ü 29 Ekim 1923’e bağlayan gece başladığı” öğretildi.

O kadar ki, Atatürk bile eskiden bir Osmanlı subayı değildi, İsmet de Cevriye Hanım’dan paşa doğmuştu!

Murat kardeşim, ben dedemin Abdülhamit tebaı, amcamın Reşat tebaı, babamın Vahdettin tebaı olduğunu hatırladığım gün dehşete kapılmıştım...

Onlar, Lausanne Antlaşması’yla yeni devletin Osmanlı borçlarının “elimizde kalan topraklara düşen kısmını” üstlendiğini bile ya bilmiyorlar, ya hatırlamak istemiyorlar. Çünkü televizyonda oynatılan “ulusalcı müsamerelerde” bunlar anlatılmıyor.

Murat, ben doğduğumda, babamın memur maaşından kesilen süt paramla hâlâ Osmanlı borcu ödeniyordu!

Ve de okula gittiğimde, Osmanlı’nın işimize gelen, hoşumuza giden yönlerine sahip çıkılıyor (İstanbul’u almak, Viyana’ya saldırmak), ancak “zevk ve kadın düşkünü padişahlar” falan reddediliyordu... Hiçkimsede de “erkek düşkünü padişahları” hatırlayacak yürek yoktu.

Bir bölümünde senin bazı yazılarını da kaynak alarak Şengül Hamamı’nı yazdığımda onu poşete sokan Muzır Kurulu’nun karar gerekçesi neydi, bilir misin? “Yazar, bu eserinde, Osmanlı devrinde sanki eşcinsellik varmış gibi göstermektedir!”

Yakışan ve gereken ünlemi sana bırakıyorum, ben içimden söyledim.

Birinci Dünya Savaşı’nda “Çanakkale’den başka yerlerde de çarpıştığımızı”, hani vallahi Mustafa Kemal Paşa savaşın son aylarında Suriye cephesine tayin olmamış olsa öğrenemeyecektik!

Bugün bile Çanakkale muharebesinin “kurtuluş savaşında geçtiğini” sanan dangalak çoktur. Paşanın Samsun’a “gizlice gittiğini” sanan dangalak da.

Bu kafalarla bugüne geldik Murat. Geldik tıkandık.

ASALA ortaya çıkıp diplomatlarımızı öldürmeye başladığında herkes çok şaşırmıştı: Durup dururken neyin intikamını almaya çalışıyordu bu adamlar? Bir zamanlar bir şeyler mi olmuştu yani?

PKK çıkınca da şaşırdılar, memlekette Kürt mü vardı yahu?

Çözemiyorlar, çünkü anlayamıyorlar, çünkü bilmiyorlar. Çünkü onlara öğretilmedi ve öğretilmiyor.

Bu memlekette, otuz yıl öncesine kadar “halifeye hakaret” suçu vardı, bilir misin? Adamın biri tutuklanmıştı da herkes şaşmıştı, meğerse anlı şanlı cumhuriyet yöneticileri ilgili Osmanlı yasasını kaldırmayı unutmuşlar! Gene aynı sıralara kadar tarihi eser kaçakçılığına “ağır” para cezası vardı, bin kuruş, yani on lira! Çünkü kanun 1908 tarihliydi ve değiştirilmemişti!

Ondan sonra da sen televizyon tartışmasında “Vahdettin imparatordu” diyorsun, herif “yok yahu” diye şaşıyor... Bu kafayla, İttihatçılar nereye gittilerse bunlar da oraya giderler.

Akşam



Bu yazı 801 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,393 µs