Hüsnü Mahalli
0 0 0000
Nefes borusu!
İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni dün Ankara'daydı. Kendince önemli görüşmelerde bulundu. Kendince diyorum, çünkü Türkiye İsrail için stratejik öneme sahip bir ülke.
Türkiye, İsrail'in nefes borusudur!
1947'de Filistin toprağı üzerinde ABD tarafından kurdurulan İsrail devleti, yaşayabilmek ve kendisini kuşatan Arap ülkelerine karşı savunmak için bölgesel müttefik aramak zorunda kalmıştı. Bu müttefiklerin başında 400 yıl süreyle Arap ülkelerine egemen olan Osmanlının mirasçısı Türkiye geliyordu.
Diğer iki müttefik ise Sünni Arapların tarihsel düşmanı Acem ve Şii İran ve Müslümanların tarihsel düşmanı eski adı ile Dinsiz Habeşistan yani Etyopya.
Şah zamanında İran, Menderes zamanında Türkiye ve Heile Silase zamanında Habeşistan, İsrail'e çok yardımcı oldular. Türkiye, İsrail'i tanıyan (Mayıs 1949) ilk İslam ülkesi. Türk halkının ezici çoğunluğu ise her zaman İsrail'e karşı oldu. İsrail'e ve İsrail'i çağrıştıran tüm kavram ve politikalara karşı ve düşman olmanın başını ise İslami parti ve güçler ile sol parti ve gruplar çekti. Erbakan ve Ecevit bu tutumlarının bedelini ağır ödedi!
AK Parti iktidara geldiğinde ise İsrail çok tedirgin olmuştu. İsrailliler 'İslami kökenli' bu partinin asla kendi müttefikleri olmayacağını ve er ya da geç Türkiye'yi İsrail'den uzaklaştıracağı korkusunu yaşıyor.
İsraillilere göre 'namazında, niyazında' olan Erdoğan ve arkadaşları potansiyel tehlike.
Erdoğan'ın; Şaron'u Ankara'da misafir etmemesi ve Ahmet Yasin'in Mart 2004'te öldürülmesinden sonra İsrail devletini ve hükümetini teröristlikle suçlaması ve son olarak Hamas lideri Halid Meşal'i misafir etmesi İsraillileri çılgına çevirmiş ve endişelerini haklı çıkarmıştı.İsrail bu kez Erdoğan ve arkadaşlarını 'yola getirmek' için ABD'deki Yahudi lobisini devreye soktu. Lobi de Washington'daki gücüne başvurdu. Baskı, şantaj ve tehditler lobinin başvurduğu klasik yöntemlerdi.
'Erdoğan, Şaron'a gitmeden Beyaz Saray'da telefonlarına cevap verecek kimse bulamaz' denildi. Bu tehditler işe yarar gibi oldu. Dışişleri Bakanı Gül Ocak 2005'te, Başbakan Erdoğan da nisanda İsrail'e gitti.
Şimdi de Cumhurbaşkanı Sayın Sezer İsrail'e gitmeye hazırlanıyor. İsrail; Türkiye ve Türkler ne yaparsa yapsın Türkiye'den vazgeçmez. Hiç kimse nefes borusuz yaşayamaz. İsrail; ABD ve Yahudi lobilerinin sağladığı 'suni teneffüs' ile sonsuza dek yaşayamaz.
Ama aynı İsrail, AK Parti yönetiminde bir Türkiye'ye asla güvenmez. İsrail, en önemli stratejik müttefiği ve yaratıcısı ABD'ye bile güvenmiyor. İsrailliler zaman zaman Beyaz Saray, Pentagon ve CIA içinde bile kendi ajanlarını yerleştirerek bu ülkeye güvenmediğini kanıtlıyor. Böyle bir İsrail'e Türkiye'nin de güvenmeyeceği ortada.
İsrail, 39 yıldır işgal altında tuttuğu Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarından çekilmedikçe ve bölgede gerçek bir barışı amaçlamadığı sürece ne Türkiye'yi ne Türk halkını kazanabilir.
AK Parti hükümetini ise çok zor.
Bu zorun kolay olabilmesinin bir diğer şartı ise Erdoğan ve arkadaşlarının öznel ve nesnel olarak değişmesidir.
Bu yöndeki çeşitli ve yoğun çabalara rağmen ben kişisel olarak bunun en azından şimdilik olası olmadığını düşünüyorum.
Aslında İsrailli Bakan Livni de bunu gördü.
Belki de bu nedenle Bakan Gül ile basın toplantısında Atatürk'e bol miktarda övgüler yağdırdı!
Bu yazı 1,156 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Haziran 2012
Sona doğru...
-
18 Haziran 2011
Zeka sorunu
-
12 Mart 2011
Osmanlı Kaddafi
-
20 Kasım 2010
Hukuk-guguk
-
16 Kasım 2010
Bugün bayram
-
6 Kasım 2010
Umutlar boşuna
-
2 Ekim 2010
Zor süreç
-
20 Mart 2010
Uğursuz Tepe
-
26 Temmuz 2009
Kürt seçimleri, Irak ve Türkiye
-
3 Nisan 2007
Propaganda!
-
20 Şubat 2007
Nükleer İran
-
9 Ocak 2007
Irak, petrol, Somali ve...
-
26 Aralık 2006
Şantaj!
-
12 Aralık 2006
Sorumlu İsrail!
-
5 Eylül 2006
1701 ve 1706
-
1 Eylül 2006
Yine tezkere!
-
7 Temmuz 2006
Türkiye ve Ortadoğudan!
-
4 Temmuz 2006
Erdoğan ve OGK
-
30 Haziran 2006
Hamas hükümeti!
-
30 Mayıs 2006
Nefes borusu!
Yorumlar
+ Yorum Ekle