En Sıcak Konular

Mehmet Barlas


Mehmet Barlas
0 0 0000

Bir büyük boşlukta bozuldu büyü...



Bütün birikimlerini, birlikteliklerini, hatıralarını ve mutluluklarını bir anda sonsuz kadar uzaktaki bir geçmişte bırakmanın bir yolu ölmektir. Aslında bunu yaşarken yapanlar da var. Hatta ölen toplumlar da var.
Genç bir Iraklı ile konuşuyordum. Bağdat'ta doğup büyümüş.
- Aynı sokakta yaşadığımız, aynı okula gittiğimiz, her şeyimizi birbirimizle paylaştığımız arkadaşlarım vardı. Hangimizin Şii, hangimizin Sünni olduğunu bilmezdik. Biz Irak'lı çocuklardık.
Böyle anlattı hayatının o dönemini. Ve devam etti:
- Geçenlerde bu arkadaşlarımızdan birini telefonla arayıp, nasıl olduğunu, ailesini sordum. Bana öfkeyle "Sen Sünni'sin, ben Şii'yim. Seninle arkadaşlığımı sürdürmem mümkün değil" dedi. Sonra bağlı olduğu bir imamdan cümleler tekrarlayıp, telefonu kapattı yüzüme.
Bu genç Irak'lı gözleri dolu dolu bunları anlatırken, "Artık Irak'ın geçmişi yok. Benim de geçmişim bir anda silindi. Geriye dönüş mümkün değil" dedi.
Aynı hastanede çalışan doktorları toplamışlar. "Bu hastane Şii'lerin. Sünni olan doktorlar çıkıp gitsin aramızdan" demiş başhekim. Dört Sünni doktordan üçü hemen terk etmiş hastaneyi. Kalmakta direnen dördüncü doktor, ertesi gün vurulmuş hastane koridorunda. Bu cinayet kayda "Faili meçhul" olarak geçmiş.

ÖLÜMDEN SONRA
Bu genç Iraklıyı dinlerken, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Ölümden Sonra" sını hatırladım:

"Öldük ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
Nasıl hatırlamazsın o türküyü
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.

*

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok."

Yaşarken bir toplumun, bir ulusun ölmesi bundan daha başka türlü anlatılabilir mi?
Türkiye'de bir cani, bir Ermeni vatandaşımızı öldürdüğü için, hepimiz sokaklara döküldük, üzüntümüzü yollara vurduk. Duyduğumuz toplumsal teessür, dünya basınının manşetlerine geçti. Komşumuz Irak'ta ise kardeş kardeşi her gün yüzlerle boğazlıyor. Bağdat'taki cinayetler artık birer istatistik rakamdan öteye geçmeyen küçük haberlere konu.
"Iraklılar " dünya için yok artık. Irak'a üzerinde kargaşanın bulunduğu bir coğrafyadan öteye anlam taşımıyor.

BOZMAK KOLAY
Aklı olan, sorumluluk taşıyan, ülkesini seven ve bu topraklarla bağı olan herkes, "Birlikte yaşayabilmek" denilen o "Büyü" nün, bir anda "Bir büyük boşlukta" bozulabileceğini hep düşünmelidir.
Çünkü bu coğrafya, zalim, hatta gaddar bir coğrafyadır. Tarihin başlangıcından beri, farklı olanların kendilerine benzemeyenleri yok etmelerine tanık olunmuştur bu coğrafyada. Bizler "Büyü" yü, son dönemde yakaladık. Cumhuriyet Türkiye'si, "Vatandaşlık" ı, "Laiklik" i, "Hukuk" u ve "Demokrasi" yi o büyünün temel öğeleri, en güçlü birleştiricileri olarak değerlendirdi.
Hepimiz, ağzımızdan çıkan her cümleyi, her davranışımızı, Irak'ı hep hatırlayarak ölçmeliyiz. Dini inançları da, milliyetçiliği de, bölenler değil, birleştirenler olarak görmeye çalışmalıyız.
Yoksa "Bir büyük boşluk "ta, bir anda "Büyü" bozulabiliyor.

sabah



Bu yazı 3,068 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 29 Eylül 2012 Sakın "Erdoğan'sız AK Parti" hesabı yapmayın!
    • 28 Temmuz 2012 "Büyük Kürdistan" bir Amerikan sorunudur
    • 16 Ocak 2012 Kıbrıs'ı da Kwai Köprüsü'ne benzetmedik mi?
    • 9 Ocak 2012 Orta yaş sınırı yükselirken artık kimse yaşlanmayacak mı?
    • 4 Ocak 2012 AK Parti başarılı olursa tüm Türkiye başarılı olacaktır
    • 29 Ekim 2011 Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun
    • 31 Ağustos 2011 Yeniden açılım günlerinin üslubuna dönülmelidir
    • 17 Temmuz 2011 Asıl sorunumuz acaba ''Şarklılık'' mı?
    • 9 Temmuz 2011 Siz değişmezseniz koşullar sizi değiştirir...
    • 26 Şubat 2011 İktidar iddiası bulunmayan muhalefet olur mu?
    • 25 Kasım 2010 CHP'nin sivil paşalarının sivil darbe ürküntüsü...
    • 11 Ekim 2010 Kılıçdaroğlu'nun önündeki tarihi fırsat
    • 22 Eylül 2010 Sentetik beyaz Türklerin dayanılmaz hafifliği
    • 11 Eylül 2010 Kim yalancı? Anayasa Mahkemesi mi, CHP lideri mi?
    • 9 Eylül 2010 İktidarı 'Evet' mi yoksa 'Hayır' mı güçlendirir?
    • 28 Haziran 2010 Üslubu tırmandırınca kelimeler kifayetsiz kalabilir
    • 12 Haziran 2010 Yeni dünyada eksen de merkez de farklı yerlerdeler
    • 7 Mayıs 2010 Teşekküre karşı benden de bir teşekkür...
    • 5 Ocak 2009 Basın ''Medya'' olmadan önce kol kırılır yen içinde kalırdı...
    • 3 Kasım 2008 Türk demokrasisinin sabırla imtihanında geçer not alabilecek miyiz?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,904 µs