0 0 0000

Fil tarifi 

Televizyon geyiklerini sevmem, kimin ne diyeceği önceden bellidir. Orospu geyiği cahil ve aptal mahalle karılarını, futbol yorumcuları arasında çıkan kayıkçı kavgaları da okeyci ayaktakımını ilgilendirir.

Ama cinayet üzerine geyik yapılınca insan ister istemez merak edip takılıyor, hele bu geyik gazete sayfalarına da yayılınca izlemek kaçınılmaz oluyor.

“Hırant geyikleri”, işin temelinde bir cinayet olmasa bu kez beni çok eğlendireceklerdi, eğlenemedim. Çünkü üzgünüm.

Kimin ne diyeceğini biliyordum, yanılmadım: Kış kışlığını, kuş kuşluğunu, yokuş yokuşluğunu, herkes de kendisinden bekleneni yaptı.

Herkes kendi önyargıları doğrultusunda, evvelce gözüne kestirmiş olduğunu suçladı.

(Psikopatları izleyemedim, onlar belki Sabetay, Illuminati, Sion Örgütü falan diye saçmalamışlardır.)

Aklı başında olduğu varsayılan kişiler arasında Doğu Perinçek ve Şevket Kazan Amerika’yı (Kazan ayrıca tabii ki Mossad’ı!), Mahir Kaynak Avrupa’yı, eski solcular, liberaller ve enteller de derin devleti suçladılar. (Bu arada gösteri yürüşüne katılan kara bayraklıların “her devlet katildir” sloganı da olaya ayrı bir folklor katarak aldı beni İspanya İç Savaşı günlerine, anarko-sendikalist CNT-FAI örgütüne ve onun önderi Buonaventura Durruti’ye götürdü!... Yürüyüşte sanki bir de kırmızı-yeşil-sarı bayrak görür gibi oldum ama elbette polis kameraları benden daha iyi bilirler...)

Oysa cinayetin arkasında hem komünist hem kapitalist “beynelmilel Yahudilik” olamaz mıydı? Tapınak şövalyeleri de sorumlu tutulamazlar mıydı? Ya peki Sirius yıldızından dünyayı yönlendiren yeşil renkli uzaylılara ne buyurulurdu? Vallahi Türkler’i daha rahat suçlayabilmek amacıyla “Diaspora Ermenileri” de vurmuş olabilirlerdi ha...

Mustafa Balbay ile Emin Çölaşan da, “marjinal” ve “ulusalcı” bir kanalda dönüp dolaşıp hükümeti suçladılar: Yatırım yapılmadığı için işsizlik artıyor ve katiller yetişiyor. Oysa Kemalistler iktidara bir dönseler acayip bir yatırım hamlesi başlayacak, işsizlik ortadan kalkınca katil matil de kalmayacak. Alavere dalavere, Recep Tayyip nöbete!

Müseccel faşistlerin kazı hemen çevirip “hepimiz kardeşiz” ayaklarına yatmaları da olaya ayrı bir burukluk katmıyor mu? Cinayeti nefretle kınıyorlar ama en küçük bir manevi sorumluluk da duymuyorlar maşallah!

Genellikle cinayetin gizli örgüt işi olduğu konusunda herkes birleşiyor, bir tek Ruşen Çakır “münferit çıkabileceğini” söylüyor. Katilin “İstanbul’da bulduğu ve parasını yediğini ileri sürdüğü zengin kadın” unsuru, yani hem onun otobüs biletini alıp hem de Ogün Bey adını yazdırarak yakalanmasını garanti eden meçhul kadın unsuru bu senaryoda nereye oturuyor?

Kenef kâğıdı kullanıldıktan sonra kubura atılmış da, silinen kıç kimin?

Mahir Kaynak “Avrupa’nın” diyor. Avrupa kim? Fransa mı, Almanya mı? SDECE örgütü mü Trabzon’da bu kadar rahat çalışma yapabiliyor, “Bundesbilmemneamt” mı? Bizim kontrespiyonajdaki çocuklar uyuyorlar mı, çaresiz mi kalıyorlar? Doğru dürüst Türkçe konuşmaktan aciz veletlerle bunlar hangi dilde iletişim kuruyorlar, ya da araya hangi paravanaları sokuyorlar?

Yahu bizim Avrupa Birliği’ne girmemizi istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Kuzey Irak’a girmemizi istiyorlar mı, istemiyorlar mı?

Sayın Kaynak olanca gücüyle MİT’i temize çıkarmaya da çalışıyor. Oysa kimsenin MİT’i suçladığı yok. “Derin devlet” deyince hemen MİT’in kastedildiği varsayılıyor, böyle bir şey yok. (O derinlerdekinin adı bellidir de, ben henüz ecelime susamadım. Akşam Gazetesi’nin önüne karanfil koymaya da gelmez bizim burnu havada enteller, hem Davutpaşa Osmanbey kadar ayakaltı değil, Cihangir barlarından çıkıp kolayca ulaşılamıyor, hem de beni pek sevmezler.)

Dörder beşer kişilik hücreler şeklinde oluşturulmuş “parça örgütler” bir kere kurgulandıktan sonra yeniden her eylem için ayrıntılı olarak yönlendirilmeleri gerekmez, bunları başlarına koyduğun “abi” kendi kendine düzenleyecektir; çayıra salar bırakırsın, elbette gerekli zamanda “uykudan” kalkacak, hem kendi kafasına hem senin amacına uygun bir halt yiyecektir! Ya da uzaktan bir kıvılcım çakar, “aktive” edersin, “your man in Trebizond” gerisini halleder. Azıcık da “inisiyatif” kullanacak çocuk tabii ki canım!

Usame de böyle çalışmıyor mu? Bağımsız değil ama özerk “yalnız kurtlarla”?
 
Akşam

Bu yazı 792 defa okundu.