En Sıcak Konular

Mahir Kaynak


Mahir Kaynak
0 0 0000

Sanal gerçekler



Geçmiş yüzyıllarda evinde huzur içinde yaşayan insanlar bir gün, belki de hiç haberleri yokken, adına düşman dedikleri, askerlerin saldırısına uğrar, kendilerine ait olduğunu düşündükleri her şeyi kaybeder, öldürülür, kadın ve kızlarına tecavüz edilirdi. Malları yağma edilir, toprakları ellerinden alınırdı. Kutsal saydıkları ibadethaneleri en rezil eylemlerin yapıldığı, insanların boğazlandıkları yerler olurdu.
Herkesin böyle davranmadığı, bazı düşmanların işgal ettikleri yerlerdeki insanların canlarını ve mallarını bağışladığı, inançlarına saygı gösterdikleri söylenirdi ama onlar da bir yandan bu asil davranışları sergilerken, diğer yandan rakip olacağını düşündüğü kardeşlerini boğdururdu. Herkesin gerçek sandığı kurallar bir anda anlamsızlaşır ve kuralsızlık kural haline gelirdi.
Günümüzde bunların tarih olduğu, artık bu gibi davranışlara geniş halk kitlelerinin tepkisi, kuralları koruyan kurumların varlığı nedeniyle başvurulamayacağı düşünülebilir ve eğer Iraklı değilseniz haklı görülebirsiniz. Ama orada hem sıradan insanlar her şeyini kaybetmekte hem de kardeş sayılması gereken Saddam idam sehpasında can vermektedir.
Ama sözümüz bunları gözler önüne sererek genel gidin benzeştiğine işaretetmek değildir. Asıl sorun bizleri bir zırh gibi koruduğuna inandığımız başka kuralların da bir anda yok olabileceğidir. Ay başında maaşını alan bir kişi, taksitlerini öder, markete gidip alışveriş yapar, bir evde oturur, doğalgaz musluğu onun için hazır beklemektedir. Yüz bin kişiyi besleyemeyecek bir alana doluşan on iki milyon insan her şeyi önünde bulabilmektedir. Bütün bunlar var olan ekonomik yapı ve onun kuralları tarafından gerçekleştirilmektedir. Elinizde para denilen bir kağıt parçasıyla sizin ekonomiye katkınız ölçülmekte ve bunun bedeli ödenmekte, siz de bu kağıtla istediklerini alabilmektesiniz. Size son derece doğal ve gerçek gelen bu düzen aslında bir uzlaşmaya dayanır ve bir kurgudur. Günün birinde bu kurallara birileri uymazsa ya da tüm bu kuralları etkileyecek bir güç bunları geçersiz sayarsa ne olur? Amacım bir felaket senaryosu yazmak ve günün birinde insanların aç ve çıplak kalabileceklerini iddia etmek değildir. Ancak bu kuralların dokunulmaz olmadıklarına, birilerinin bunları kullanabileceğine işaret etmek istiyorum. Toplumun yapı ve ekonomik ilişkiler karmaşık hale geldikçe bunları kontrol edebilecek konumda olanlar hepimizin yaşamını bir anda değiştirilebilir.
Bu, bilgisayarlarla yönetilen bir mekanizmanın hacker’lar tarafından saldırıya uğramasına benzer. Kendi içinde tutarlı ve düzgün işleyen mekanizma bir anda siyah bire ekrana dönüşebilir.
Bu durumda ülkelerin siyasi sınırları içinde bir ekonomik güvenlik sağlamaları düşünülebilir. Oysa bu yolun geçerliliği yoktur ve bu her ülke için böyledir. ABD kendi sınırları içinde güvenli olamayacağını bildiği için dünyanın her yerinde var olmaya çalışmaktadır. Siyasi sınırlar dışında bir ekonomik güvenlik alanı yaratan tek çözüm olarak görünmektedir ve bugün yaşanan karmaşa ve çatışmanın temelinde bu endişe vardır.
 Türkiye’de ekonomik tartışmalar büyüme, enflasyon, bütçe, dış ticaret konularıyla sınırlıdır. Başarı ve başarısızlıkların ölçüsü de konulardaki performans olmaktadır. Oysa ekonomi politikanız yanlış bir denge modeline dayalı ise, eski çağlarda düşman işgaline uğrayan insanlar kadar çaresiz kalabilirsiniz.
Sözlerim serbest rekabet düzenine karşıtlık ve mesela, devletçiliği savunmak olarak algılanmamalıdır. Girilen savaşta ne ordunun miktarını ne de sahip olunan silahları tartışmıyorum. Sorum sadece doğru bir strateji izlenip izlenmediği konusundadır.
Türkiye küresel ekonomiyi savunmakta ve bunun bir parçası olmanın yeterli güven ve istikrarı sağlayacağını düşünmektedir. Bu düşünce yanlışsa ve buna karşıt olan bir cephe giderek güçlenmekteyse bir gün köylerinize kadar onların girdiklerini ve tüm değerlerinizin çiğnendiğini görebilirsiniz. Önce modelimizi tartışalım.

Mahir Kaynak
Nokta



Bu yazı 1,398 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 5 Ağustos 2012 Yeni değil
    • 1 Temmuz 2012 Dünden bugüne
    • 13 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 14 Nisan 2012 28 Şubat
    • 8 Nisan 2012 Dış güçlerin rolü
    • 25 Mart 2012 Kürt sorunu
    • 11 Mart 2012 İstihbarat operasyonu
    • 4 Mart 2012 Zayıf yanımız
    • 19 Şubat 2012 Ekonomik kriz
    • 12 Şubat 2012 Suriye’de neler oluyor?
    • 29 Ocak 2012 Görüntü ve gerçek
    • 1 Ocak 2012 Siyaset ne işe yarar?
    • 25 Aralık 2011 Kim seçilecek?
    • 23 Ekim 2011 Ekonominin geleceği
    • 16 Ekim 2011 Ülkenin gücü
    • 17 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü
    • 10 Temmuz 2011 Yeni Osmanlıcılık
    • 25 Haziran 2011 Bakış açısı
    • 19 Haziran 2011 Değişen muhalefet
    • 11 Haziran 2011 Darbeyle hesaplaşmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,338 µs