En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Hava kirliliği kısırlık yapıyor



Ülkemizde son yıllarda ‘kısır çift’ sayısının giderek artmakta olduğunu gözlemliyordum, ama bunların sayısı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Sağ olsun, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda yaptığı ve geçen günlerde ANKA Ajansı tarafından haberleştirilen ve birçok gazete ve internet sitesinde yer alan açıklama, benim bu gözlemimin doğru olduğunu ispat ettiği için ‘kendi kendime’ çok mutlu oldum:
‘’Sağlık Bakanlığı verileri, Türkiye'de iki milyon kişinin kısır olduğunu, 150 bin çiftin tedavi için beklediğini ve Türkiye'de kısırlığın giderek arttığını ortaya çıkardı.
Bakanlıktan ruhsatlı tüp bebek merkez sayısının 84 olduğu belirtildi. Bebek sahibi olamamanın en önemli nedenleri arasında çevresel faktörler, sigara kullanımındaki artış ve kullanım yaşının özellikle bayanlarda düşmesi, ‘çikolata kist’ olarak adlandırılan kadın hastalıklarının sayısında ve görülme sıklığında yaşanan artış gösterildi. ‘’
Ben ne kadın-doğum ne de üroloji uzmanıyım, ama haberde de belirtildiği gibi kısırlığın en başta sayılan nedenleri, yani çevresel faktörler ve sigara benim ilgi alanım içinde.

Hava kirliliği spermleri etkiliyor

Bugüne kadar hava kirliliğinin astım krizleri ve KOAH alevlenmelerine neden olduğunu, bronşit, zatürree… gibi solunum yolları enfeksiyonlarının oluşumuna zemin hazırladığını, akciğer kanseri için risk yarattığını, kalp ve damar hastalıklarına yol açtığını… biliyorduk, ama meğer hava kirliliğinin sağlığımız üzerine olan olumsuz etkileri sadece akciğer ve kalbimizle sınırlı değilmiş.
Çünkü, son yıllarda yapılan araştırmalar hava kirliliğinin, zamanından erken doğumlara, bebeklerin düşük tartılarla dünyaya gelmelerine, ani bebek ölümlerine ve hatta kısırlığa da neden olabileceğini de gösteriyor.
Mesela, kurşunlu benzinin yaygın olarak kullanıldığı Peru’ da yapılan bir araştırmada trafik polislerinde sperm kalitesi ile kan kurşun düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiş. Kanlarındaki kurşun miktarı daha yüksek olanlarda sperm hareketliliği, konsantrasyonu ve toplam sayıları daha düşük bulunmuştur.
İtalya’ da Napoli şehrinde genç ve orta yaşlardaki otoyol gişe memurları üzerinde yapılan araştırmada ise, bu kişilerin sayıları normal olmasına karşılık spermlerinin güçsüz olduğu, öne doğru ilerlemeleri ve hareketliliklerinin normalden az olduğu belirlenmiş. Gişe memurlarının yüksek düzeyde kükürt dioksit ve karbon monoksite de maruz kalmalarına rağmen, spermlerle ilgili bu olumsuzlukların azot oksitleri ve kurşundan kaynaklandığı ileri sürülmüştür.

Kirli hava kız sayısını artırıyor

17 milyon kişinin yaşadığı Sao Paulo’ da 2001-2003 yıllarında doğan çocukların cinsiyeti şehir hava kirliliği bakımından az, orta ve çok kirli olmak üzere 3 bölgeye ayrılarak incelenmiş.
Şehrin az kirli olan bölgelerinde doğan çocukların %48.2’ ü, buna karşılık çok kirli bölgelerde doğanların %49.3’ ü kız imiş. Buna göre, kız/erkek bebek oranı havası temiz bölgelerdeki gibi olsaymış, 1.180 bebek daha erkek olacakmış.
Araştırmacılar hava kirliliğinin üretkenliği etkileyen streslerden biri olduğu kanısındalar. Tabii afetler ve terör gibi olayların da yeni doğanların kız olma ihtimallerini artırdığı bilinmektedir. Kirliliğin cinsiyet oranlarını neden etkilediği belli değildir, ancak çeşitli kimyasal maddelerin sperm kalitesini ve sayısını etkilemesi akla ve mantığa uygun bir açıklamadır.
Benzer bulgular hayvanlar arasında da saptanmıştır. Erkek fareler hava kirliliğine maruz bırakıldıklarında, sperm sayılarının azaldığı ve eşlerinin kız doğurma oranının arttığı belirlenmiştir. 



Bu yazı 1,209 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,271 µs