En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Bir de yalan söylüyor...



Kışla bilgisiyle maruf ‘muvazzaf gazeteci’ tehditlerini sürdürüyor. Adnan Menderes erken seçime gitmeyi akletseymiş, bunlar başına gelmezmiş.

Paralelliği siz kurun...

Demek istiyor ki, ‘Erken seçime direnen bugünkü iktidarı bekleyen akıbet de farklı olmayacaktır.’

Bunu ‘durum tespiti’ sadedinde söylese, ‘Hah, adam gidişattan kaygılanıyor, demokrasi treninin rayından çıkmaması için bazı uyarılarda bulunuyor’ diyeceğiz.

Fakat arkadaşımız durum tespitinin ötesine geçiyor.

Düpedüz, ‘Bu iş böyle olacaktır, böyle olması gerekmektedir’ demeye getiriyor.

Bu iş niye böyle olsun ki?

Neden, varlığını egemen ideolojinin varlığına adamış üç-beş statükocu istedi diye ülke erken seçime gidecekmiş ki?

İşin daha da vahim tarafı şu:

Duayen gazeteci, varsaydığı ‘kötü gidişat’ın kabahatini, niyeyse, sorumlu siyasilere yüklüyor. Kötü gidişata müdahale etme hakkını elinde bulunduran ‘sorumsuzlar’ın bu hakkı nereden aldıklarını sormuyor.

Erken seçim ne tür durumlarda ‘zorunlu’ olur?

Ülkede kriz vardır, parlamento çalışmıyordur, siyaset alternatif üretmiyordur, muhalefet kıstırılmıştır.

Bugün ‘anomali’ olarak değerlendirebileceğimiz ne var?

Hem parlamento çalışıyor, hem siyaset alternatif üretiyor, hem de muhalefet aslanlar gibi muhalefetini yapıyor. (Mesela Deniz Baykal, ‘301’i değiştirmek ihanettir; bu hükümet gaflet ve hıyanet içindedir’ diyebiliyor.)

Hadi diyelim ki gerçekten de erken seçimi zorunlu kılacak ‘özel durumlar’ söz konusudur (ekonomik kriz vs. gibi), ve Meclis’te çoğunluğu oluşturan parti buna direniyordur.

İyi de, bunun bedeli ‘darbe’ olmak zorunda mıdır?

Kendilerinde ‘kötü gidişata müdahale etme hakkı’ görenler bu meşruiyeti nereden alıyor? Halkın seçip parlamentoya gönderdiklerini uyduruk mahkemelerde yargılayıp darağacına gönderme yetkisini onlara kim verdi?

Bir de diyor ki, ‘27Mayıs 1960 öncesini biraz hatırlayıp, biraz da araştırdığımda Menderes’in ülkeyi 27 Mayıs’a götüren gidişi durdurma şansını, bu yolda yapılacak en iyi şeyin ‘erken seçim’ olduğunu bir ara yakaladığını, ama sonraki gelişmelerle kaçırdığını görüyorum.’

Hem yanlış görüyor, hem de gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor.

Birincisi, Menderes’in 27 Mayıs’ı önleme şansı yoktu.

(27 Mayıs ‘emir-komuta zinciri’ içinde gerçekleştirilmiş bir müdahale değildir. Bir cunta kalkışmasıdır. Dolayısıyla, illegaldir. Başaramasalardı, idam sehpasını boylayacaklardı. Başardıkları (!) için ülkenin başına Milli Birlik Komitesi’ni tebelleş ettiler. Rakip gördükleri Menderes’i de ipe gönderdiler.)

İkincisi, 27 Mayıs öncesinde bir erken seçim tartışması yoktu.

Üçüncüsü, orduyu darbeye kışkırtan CHP de dahil, hiç kimsenin erken seçim diye bir derdi yoktu.

Çünkü, ‘Şartlar olgunlaşırsa darbe meşrudur’ diyen İsmet İnönü de biliyordu ki, erken, geç, baskın, bütün seçimler CHP açısından ‘kaybedilmiş seçimler’di ve 1961 seçimini de Menderes’in partisi kazanacaktı.



Bu yazı 717 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,986 µs