Sami Kohen
0 0 0000
Rumlar "taksim"e oy verdi!
Kıbrıs Rum kesimindeki seçimlerin sonucunun anlamı açık: Halkın çoğunluğu Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos'a ve onun izlediği politikalara yoğun destek veriyor.
Aslında bu seçimler meclis için yapılmıştır.
Papadopulos'un partisi DİKO -sandalye sayısını artırdığı halde- mecliste üçüncü durumdadır. Birinci durumda olan parti, geleneksel gücünü (bu kez az oy kaybıyla) sürdüren AKEL'dir. Ancak komünist AKEL, sağcı DİKO'nun iktidar ortağıdır ve Papadopulos'un aktif destekçisidir.
Sağ veya sol eğilimli "milliyetçi" partilerin de bu seçimlerde aldığı sonuç hesaba katıldığında, şu tablo ortaya çıkıyor: Yeni meclise Papadopulos'un politikasını destekleyenler hâkim durumdadır. Bu da Rum liderinin gücünü artırmaktadır...
Sonucun sonuçları
Bu politikanın ne olduğu da açık: Tek kelimeyle "çözümsüzlük"...
Papadopulos ve bu seçimlerde başarı kazanan diğer partiler -ve tabii onlara oy verenler- çözümsüzlüğü, örneğin Annan Planı'nın öngördüğü esaslar üzerindeki bir çözüme (yani iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı iki kesimli federal sisteme) tercih ediyorlar. Onlar için tek çözüm, iki kesimi ancak çoğunluk-azınlık statüsü içinde birleştirecek bir "üniter devlet" olabilir.
Ne var ki, Papadopulos'un özellikle AB üyeliğinden yararlanarak çevirdiği bütün manevralara ve Türkiye'yi baskı altında tutma çabalarına rağmen, Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye'nin böyle bir "çözüm"e kesinlikle yanaşmayacağı açık. Olsa olsa, Rum yönetiminin bu politika üzerindeki ısrarı, zaten çoktan oluşan bölünmeyi büsbütün derinleştirecek ve kemikleştirecektir.
Seçimlerin sonucu Rum halkının çoğunluğunun bu gidişata bilerek veya bilmeyerek yeşil ışık yaktığını gösteriyor. O zaman da oylarıyla bu sonucu yaratanların bundan sonraki gelişmelere katlanmaları gerekecektir.
Çoğunluğun isteği
Rum kesiminde "VPRC Public Issue" adlı kamuoyu araştırma kurumunun yaptığı bir anketten çıkan sonuçlar da, Rumların çoğunluğunun artık birleşmeden umudunu kestiğini ve hatta Türklerle beraber yaşamak istemediğini ortaya koydu. Örneğin 45 yaşının altındaki Rumların yüzde 61'i Türklerden ayrı yaşamak istediklerini söylüyorlar. Annan Planı'na dayalı çözüm isteyenlerin oranı sadece yüzde 1, Papadopulos'a güvenenlerin oranı ise yüzde 67...
Bu durumda Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir sürecin başlaması olasılığı giderek zayıflıyor. Seçimlerde aldığı destekten sonra Papadopulos'tan uzlaşma yönünde bir gayret görmek ise büsbütün hayal...
Peki, Rum kesiminde bunun Türk tarafının da -zaten sarsılan- umutlarını kaybetmesine yol açacağını ve sonuçta devam eden "fiili taksim" ile beraber "iki devlet realitesi" sürecine girileceğini gören yok mu? Sayıları az, sesleri cılız da olsa, var tabii. "Cyprus Mail" gazetesinde yorumcu Lukas Haralambus şöyle yazıyor: "Üzücü bir gerçekle karşı karşıyayız. Rumlar büyük çoğunlukla bölünmeden, yani iki bağımsız devletten yana. Bu, öfkeye neden olsa da, çoğunluğun isteğine uymak zorundayız."
Karadağ'da halkın Sırbistan'dan ayrılıp bağımsızlığa "evet" dediği bir sırada yayımlanan bu cümleler düşündürücü...
(Karadağ örneğini yarın ele alacağız.)
Bu yazı 1,204 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ocak 2012
Rusya ile ''kazan-kazan''
-
20 Aralık 2011
Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
-
23 Eylül 2011
BM’nin Filistin sınavı
-
18 Ağustos 2010
Tabular yıkılırken...
-
6 Ekim 2009
Yorgo’nun dönüşü
-
6 Mayıs 2009
Şimdiki öncelik Kafkasya
-
7 Nisan 2009
Obama’dan çarpıcı mesajlar
-
24 Şubat 2009
Araplar neden birleşmez?
-
20 Ocak 2009
Obama neyi ne kadar değiştirecek?
-
23 Aralık 2008
Ortadoğu’da domino oyunu
-
19 Aralık 2008
Stratejik önem yetmez!
-
4 Kasım 2008
Sürpriz olur mu?
-
10 Ekim 2008
Kriz neleri ne kadar değiştirir?
-
3 Ekim 2008
ABD’de “part-time” sosyalizm!
-
19 Eylül 2008
Livni ile barış olur mu?
-
16 Ağustos 2008
İran’la ilişkilerde ince ayar
-
1 Ağustos 2008
Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
-
10 Temmuz 2008
Neden İstanbul?
-
22 Şubat 2008
Sarkisyan'dan beklenen...
-
20 Şubat 2008
Castro gitti ama Castroizm sürüyor
Yorumlar
+ Yorum Ekle